TERÖR NASIL BİTER..?

Konuyu 4 başlık altında toplayabiliriz :

1.ÇOCUK SAYISINI SINIRLAMAK ;
a- Türkiye’de bazı kesimler aşırı çocuk yaparak (mesela 15- 20 çocuk gibi)Türkiye’nin nüfus dengesini kendi lehine çevirme çabası içindedir.
b- Üstelik bu çocuklar genelde eğitimsiz kalmakta ve yanlış eğilimler içine girebilmekte , (mafya,uyuşturucu, hırsızlık ve gasp gibi) hatta terörü besleyen kaynaklardan biri olmaktadır.
c- Türk halkı bunlardan huzursuz olmakta gelecek endişesi taşımaktadır . Mesela 20-30 yıl sonra nüfus dengeleri ne olacaktır. Türkler Anadolu’da yok mu olacaklardır. Bunun vebali 1950’den sonraki tüm siyasetçilerdedir.
ç- Ayrıca Türk halkı ödediği vergilerle, hükümetleriyle bu işe yaramayan çocuklara eğitim, sağlık ve iş imkanları sağlamaya çalışmaktadır.
d- Onun için hiç ayırım yapmadan Türkiye’de aile başına çocuk sayısı (en fazla 3 tane olmalı) mutlaka kısıtlanmalıdır. Böylece bazı çevrelerin nüfus çoğunluğunu ele geçirme fırsatları ellerinden alınmış olacağı için daha uyumlu birer vatandaş olacaklarını düşünüyorum.
e-Oysa leylek bile genelde 3 yavru yapar.Üçüne de bakamayacağını anladığı için çoğu zaman yavrunun birini yuvadan aşağıya atar.Ürkütücü ama gerçek budur.
2.TOPRAK REFORMU ;
a- Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da toprak ağalığı ve aşiret sistemi hala sürmektedir. Bazıları son zamanlarda özgürlüklerden ve demokratik özerkliklerden bahsetmektedir.Aslında oralarda seçim yapmaya bile gerek yoktur. Birkaç aşiret ve toprak ağası ile bir şekilde anlaş, bütün oylar sana gelsin. Bu aşiretler ve toprak ağaları yüzünden buralarda yaşayan vatandaşlar kendi kimliğini ve benliğini oluşturamamışlardır.
Yani henüz daha birey olamamıştır. Bu kişiler kendi kıymetlerini bile bilmezler.
Vatanının, eşlerinin, çocuklarının kıymetini nasıl bilsinler. Ve biz bunlardan çok şey bekliyoruz. Ama aferin,yine de bir çoğu gayret gösteriyor.
b- Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Yaşayan bu insanların birey olmalarının sağlanması için derhal aşiret ve ağalık düzenine son verilmeli. Bunun için acilen toprak reformu yapılmalı ve insanlar kimseye muhtaç olmadan kendi kendine yeter hale getirilmelidir.
c- Böylece işi gücü olan insanların terörle ne işi olabilir ki? Nüfus artışı ile çoğunluğu ele
geçirme imkanları da ellerinden alınmışsa bu vatanda güzel güzel yaşamaktan başka ne düşünebilirler ki?
3. SU KAYNAKLARINA HAKİM OLMAK :
a-Fırat nehrinde olduğu gibi Dicle nehrinin de kontrol altına alınması gerekir.Bu nehirde bir çok barajın yapılması şarttır. Hatta bu da yetmez. Özellikle Hakkari yöresindeki uygun vadilere küçük baraj ve göletler yapılarak su kaynakları arttırılmalıdır. Gerekirse bazı yüksek dağların tepeleri patlatılarak alçaltılmalı. Bunu yaparken de bu patlamalarla bazı vadilerin doldurulması ,baraj ve gölet yapımına ve geçişe uygun hale getirilmesi gerekir.
b- Bütün bunlar orada iklim şartlarının değişmesine sebep olacak.
Teröristlerin saklanmasını ve geçiş yapmalarını zorlaştıracak
Kolay izlenmelerini sağlayacak.Bir şekilde caydırıcı olacak.
Ayrıca kıymet bilir komşumuz Irak ve Barzani bazı şeyleri daha iyi anlayacak .
Suyu kesersek susuz kalacaklarını,fazla salarsak boğulacaklarını bilecek.
c-Hatta Doğu Karadeniz’e yağan yağmur sularının da Fırat ve Dicle nehirlerine yöneltilmesi
ciddi olarak düşünülmeli. Buralardan Konya ovasına su aktarımı da ilk fırsatta
değerlendirilmelidir.
4 . SANAYİİ YATIRIMI :
a-Tarım dışında kalan nüfusa iş imkanı sağlamak gerekir.
b-Özellikle atıkları ile çevreyi kirleten bazı sanayi kollarının(deri gibi)buraya yönlendirilmesi gerekir. Bu nehirler büyük olduğu için , atıklarını da gereği gibi arıtarak nehirlerin barajlardan sonraki bölümlerine(sınıra yakın) bırakırlarsa hem fazla kirlilik yapmamış olurlar. Hem yöreye iş imkanı sağlamış olurlar.Hem de porsuk çayı, Ergene gibi küçük ırmaklarda kirlilikten kurtulurlar
5. BUNLAR NASIL OLACAK :
Diyeceksiniz ki bunlar nasıl olacak.
Vatandaş olmak başka bir şey. Devlet olmak başka bir şey
Mesele Türkler tarihte 16 tane devlet kurdu diye övünmek değil.
Mesele var olan devleti yaşatmak. HEMDE GÜZEL OLARAK…