5 Şubat 2012 Pazar

2013 YILI ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ TABLOSU

ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ (AGİ)

Asgari geçim indirim oranları:




2013 YILI ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ TABLOSU

ÇALIŞAN İŞÇİNİN







I – GİRİŞ
2008 yılında uygulanmaya başlanan asgari geçim indirimi uygulaması halen devam etmektedir. Asgari geçim indirimi,asgari ücret baz alınarak hesaplanan işverenlerin ücretlilere (çalışanlara) ödeyeceği sabit tutarlı ödemeleri ifade eder. 2013 yılının gelmesiyle birlikte asgari ücretteki artış asgari geçim indiriminin de artmasına sebep olmaktadır. 2013 yılında asgari geçim indirim uygulaması aşağıda belirtildiği gibi uygulanacaktır.

II – YASAL DÜZENLEME

Gelir Vergisi Kanununun 32.Maddesinde “Ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesimindeki çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının ( 886,50 TL ) mükellefin kendisi için % 50 si, Çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10 u, Çocuklarının her biri için ayrı ayrı olmak üzere; İlk iki çocuk için % 7,5, diğer çocuklar için % 5’dir. Gelirin kısmi döneme ait olması halinde ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır.”denilmektedir.

Asgari geçim indirimi bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103. maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın ( % 15 ) çarpılmasıyla bulunan tutarın hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz ifadesi geçmektedir.

2 Şubat 2012 Perşembe

AKVARYUM - CANLI DOĞURAN BALIKLAR

Merhaba arkadaşlar;

Akvaryumculuk hobisine yeni başlayacak olan arkadaşlara hem kendi bilgilerimi, deneyimlerimi hem de, paylaşılan bilgilerden öğrendiklerimi derleyerek bir konu oluşturmak istedim.

Bu konu ile hobiye yeni başlayacak akvarist adayları bir çok temel bilgiyi zahmetsizce öğrenebilecekler diye düşündüm. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim...

AKVARYUM ALMAYA VE AKVARİST OLMAYA KARAR VERDİNİZ...

 Şimdien çok tercih edilen canlı doğuran  balık türlerini tanıyalım;




Dünya'da balık severlerin en çok beslediği balıklardır. Bunun nedeni ise Canlı Doğuran Balıkların daha dayanıklı olması ve bakımı kolay balıklar kategorisinde ilk üst sırada olmalarıdır.



Tüm Canlı Doğuran Balıklarda (Poeciliidae) ailesinde diş (Dişler) olduğunu biliyormuydunuz? Türlerine göre irili ufaklı mikro dişler bitkilerdeki yosunları kemirmeye, verdiğimiz yemleri sıkıca tutup yemlenmelerini(beslenme)kolaylaştırır.

Canli doguranlar günümüzde en iyi bilinen ve akvaryum hobisi için milyonlarca yetistirilen tür baliklardir. Canli doguranlar denince hemen akla Lepistes, Plati, Kiliçkuyruk ve Moli gibi baliklar akla gelir.
Adi üstünde canli doguran baliklarin yavrulari canli olarak dogar. Yumurtalar annenin vücudunun içindeyken döllenir ve yumurtanin gelismesi ve yavrunun yumurtadan çikmasi annenin vücudunda tamamlanir. Yavrular anne tarafindan 'dogurulduktan' hemen sonra yüzmeye ve beslenmeye baslarlar.
Çogu canli doguranlar grup halinde yüzmeyi severler, bu yüzden ayni türden birkaç taneyi bir arada tutmak gerekir. Grupta disiler erkeklerden daha fazla olmali yoksa erkekler disileri çok fazla kovalayip (çiftlesmek için) onlarin yorulmalarina ve gücsüz düsmelerine yol acabilir. Akvaryumlarinin arka ve yanlari sikca bitkilendirilmis ve orta kisiminda ise bolca yüzme mesafesi birakilmalidir. Bitkisel maddeler çogu canli doguranin besin kaynaklarinin onemli bir kismini olusturur (Özellikle Molilerin).
Bir disi ve bir erkek canli doguranin bulundugu her akvaryumda bu baliklar ürerler. Canli doguranlar genellikle akvaryumseverlerin ilk ürettigi baliklar arasindadir. Uretmek icin hamile baligi ayirmak yeterlidir, isin geri kalan kismini disi balik halleder.
Eger karma akvaryumunuzda birkaç yavru yetistirmek istiyorsaniz, akvaryumcularda satilan canli doguran uretme kutularindan alabilirsiniz. Bunlar plastikten yapilmis küçük iki kompartmanli su yuzeyinde duran kutulardir. Ana hucreye hamile canli doguran konur ve dogum yaptiginda yavrular deliklerden ikinci kompartmana inerler ve anne tarafindan yenilmeden kurtulurlar. Fakat dikkat edilmesi gereken bir husus yavrular dogumdan birkaç saat sonra iyice hareketlenince bir yolunu bulup tekrar ana hücreye girip annelerine yem olabilirler, bu yüzden hamile baligi hücreye koyduktan sonra devamli dogumun yapilip yapilmadigini kontrol etmek lazim ve dogum biter bitmez anne baligi hücresinden çikarin. Iri canli doguranlar bu hücrelerden hic hoslanmazlar. Özellikle velifera gibi turleri bu hücrelere koyarsaniz hemen hemen her seferinde yavrularin ölü dogmasina neden olursunuz.
Diger dogal üretme yolu ise hamile baligi kendi küçük, çok bitkilendirilmis (fazla yaprakli bitkilerle) bir akvaryuma koyarak, burada dogum yapmasini beklemektir. Bu yöntemle hem hamile balik daha sakin olur hemde benim deneyimlerime dayanarak daha fazla yavru kurtaricaginizdan eminim. Ayrica bu akvaryumda yavrularida büyütebilirsiniz.
Ayrica arada sirada (tabii bu akvaryumunuzunda baska ne tür baliklar olduguna bakar) karma akvaryumunuzdan yeni dogmus yavrulari kurtarabilirsiniz. Yavrular dogduklari zaman yumurtlayan baliklarin yavrularina nazaran daha gelismis ve iri olduklarindan beslemede hiç zorluk çekilmez. Canli doguran yavrulari hazir toz yavru yemlerini veya iyice ufalanmis pul yemleri rahatlikla yer ve gelisirler.

Belli basli canli doguranlar:
Kiliçkuyruk (Xiphorus helleri)
Plati (Xiphorus variatus ve Xiphorus maculatus)
Lepistes (Poecilia )
Moli (Poecilia schenops)
Velifera (Poecilia velifera)



Platy












Barışçıl bir balıktır ve akvaryumdaki diğer balıklarla iyi anlaşır. Pul yemler ve su yosunları ile beslenir, sudaki tuz oranın biraz yüksek olması platy için daha iyidir. 18 - 26 derece su sıcaklığı ve PH seviyesinin 6.9-8.2 arasında olması uygundur.Beslenmesi çok kolay olan bir balıktır akvaryum tecrübesi az olanlar yada yeni başlayanlar için tercih edilebilir.Aynı zamanda platiler canlı doğuranlardır ve üretimi çok kolaydır. Bir seferde 20-40 yavru doğurabilir. Yavru doğduktan sonra yavruluk içine taşınabilir yada akvaryumun sık bitkilerle dekore edilmesi yaşama şanslarını yükseltir. Yavru platy algleri ve yem artıklarını yiyerek büyüyebilir extra bir çabaya gerek yoktur.(eğer akvaryumdan yavruluğa veya yavrular için hazırlanmış bir akvaryuma taşımak istemiyorsanız)Erkek ve dişi ayrımı çok kolaydır dişiler daha büyük ve yuvarlaktır. Erkeklerin kuruk kısmı siyahi ve anüste bir yüzgeç bulunur.




Görünüş:
Yuvarlak, küçük ve sevimli balıklardır. Canlı renkleriyle karma akvaryumlara renk katarlar. Seçici üretim yöntemleriyle çok çeşitli renkte ırklar türetilmiştir. Genelde en yaygın olanları kırmızı renklileridir.
Cinsiyet ayrımı:
Erkekler daha küçük ve canlı renklidirler. Ayrıca erkeklerin gonopodları vardır.
Beslenme:
Kaliteli kuru yemler, yosun.
Gerekli akvaryum şartları ve bakımı:
Hem kendi türleriyle, hem de diğer türlerle iyi geçinen barışçıl balıklardır. Bitkilendirilmiş, sakin ve küçük balıkların yaşadığı her türlü karma akvaryuma kolaylıkla uyum sağlayabilirler.

En az 2 çiftlik gruplar halinde bakılmaları önerilir. Lepistes, ay moli gibi diğer barışçıl canlı doğuranlarla ve neon balığı, rasbora, labirentliler ve bazı cüce çiklitler gibi küçük sakin balıklarla birlikte yaşayabilirler.
Akvaryumlarının cryptocoryne wendtii, vallisneria spiralis, anubias barteri, vesicularia dubyana ve sagittaria gibi dayanıklı türlerle bitkilendirilmesi önerilir. Salvinia, lemna minor (su mercimeği) ve pistia gibi su üstünde yüzen bitkiler yavru platilerin saklanmaları ve beslenmeleri için çok yararlı olurlar.

Üreme:
Doğurmak üzere olan dişiler iyi bitkilendirilmiş küçük bir akvaryuma ayırılarak yavruların çoğu kurtarılabilir. Yetişkin balıklar genellikle kendi yavrularını yemezler. Dişiler her seferinde 10-50 arasında yavru balığı canlı olarak dünyaya getirirler. Yavru balıklar toz yemler ve artemia larvalarıyla beslenebilirler. Cinsel olgunluğa 3-4 ayda ulaşırlar. Çok kalabalık olmayan karma akvaryumlarda da doğan yavruların bir kısmı kendilerini kurtarıp erişkinliğe ulaşabilirler.
 



 Molly









Barışcıl ve diğer balıklarla iyi geçimlidir. Siyah ve beyaz yada karışık renkli kadifemsi vücüt ve yarım ay seklinde kuyrukları vardır. Yetişkin bir black molly 10 cm. uzunluğuna erişebilir. Bazen sürüler halinde orta seviyede yüzerler, bakımı kolaydır iyi filitrelenmiş akvaryum ister. Yeşillik ve pul yem yer.Canlı doğuranlardır. Yavrularda genellikle siyah yada beyaz  renkli olduğu için diğer balıklar tarafından yenilme olasılığı yüksektir.(eğer akvaryumdan çıkarmayı tercih etmiyorsanız) Zeminin siyah çakılla kaplanması ve arsız bitkiler hayatta kalmalarına yardımeder.Erkek Black molly' lerin sırt yüzgeçleri uzun ve sivridir dişilerin ise küçük ve yuvarlaktır.



Görünüş:                                        
Özellikle erkekler ince uzun, dişiler biraz daha topludur. Karışık renklerde ve beneklileri de olmakla birlikte en beğenilen ırklar simsiyah olanlarıdır. Bizde ay moli olarak tanınan, kuyrukları ay biçiminde olanları da vardır.
Cinsiyet ayrımı:
Genelde yüzgeçleri daha gelişkin olan erkekler dişilere göre daha ince uzundurlar ve gonopodları vardır.
Beslenme:
Spirulina yosunu da içeren kaliteli kuru yemler, yosun. Tubifex kurtları kesinlikle verilmemelidir.
Gerekli akvaryum şartları ve bakımı:
Hem kendi türleriyle, hem de diğer türlerle iyi geçinen barışçıl balıklardır. İyi bir yosun yiyicisidirler. Güneş ışığı alan geniş ve bol yosunlu akvaryumlarda daha iyi gelişirler. Soğuğa ve ani ısı düşmelerine karşı hassastırlar; çok çabuk beyaz benek veya mantar hastalıklarına yakalanabilirler. Mantara karşı dirençlerini arttırmak için akvaryuma her 3 litre için 1 çay kaşığı tuz atmak yararlı olur.

Diğer canlı doğuranlar ve melek balığı, mozayik gurami gibi fazla hızlı yüzmeyen sakin balıklarla beraber yaşayabilirler.
Moliler oldukça kısa ömürlüdürler; akvaryum şartlarında nadiren üç yıldan uzun yaşarlar.

Üreme:
Yetişkin moliler oldukça doğurgandırlar ve genellikle yavrularını yemezler. Eğer akvaryumda başka türlerden balıklar da varsa salvinia, lemna minor (su mercimeği) ve pistia gibi su üstünde yüzen bitkiler yavruların saklanmaları ve beslenmeleri için uygun ortam yaratırlar. Ancak yavru moliler siyah renkleri nedeniyle çok çabuk dikkat çekip yem olabilirler. Toz yemlerle beslenebilirler. Akvaryumda yosun bulunuyorsa ve düzenli su değişimleri aksatılmıyorsa (örneğin haftada bir %15) çok çabuk gelişirler.
 


Balon Molly, Poecilia latipinna, Balloon molly, balon moli

 

 

Görünüs: Alt cene kisimlarindan baslayarak son yüz gece kadar karinlari sis bicimi almislardir. Erkekler disilerden uzundur.Disiler de erkeklerden biraz topludurMolly nin de bir cok türü gelistirilmistir.Beyaz benekli olanlari, tamamiyle siyah ve kuyruklari beyaz benekli olanlarida vardir.
Cinsiyet ayrimi: Erkeklerde alt yüzgeclerde üreme organi bulunan Gonopodium ( afterflosse ) adi verilen erkeklik üreme organi bulunur,disilerde ise alt kisimda ücgen bicimi almis anal bir organ vardir.
Beslenme: Pul yem yada yaprak dedigimiz kaliteli kuru yemlerdir.Yosun destekli kuru yem verilirse daha uygun olur.Ayrica canli yosun ilede beslenirler
Üreme: Disilerrin dogumdan sonra yavrularini yedigi pek görülmez,disiler oldukca dogurgandir.10-30 ad arasinda yavru yaparlar.
Yasama ortami: Bitkili ve yosunlu akvaryumlari severler.Özellikle Black Molly ler (siyah Moli ) beyaz benek hastaligina karsi cok hassas baliklardir,ömürleri 3-5 yil arasida degisir.beyaz benek hastaligindan direnci yükseltmek akvaryum suyuna icin her 10 litre su basina 2 tatli kasigi kaya tuz katilir.


Lepistes


Barışcıl ve diğer balıklarla iyi geçimlidir. Beslenmesi çok kolaydır her tür yemi yiyebilir. Canlı doğuranlardır ve kolay yavrulatabileceğiniz bir türdür bir seferde 20-40 yavru doğurabilir. Hamilelik süresinde ani ısı yükseltmesi yaparsanız çabuk doğum yapar yavru lepisteslerin renkleri çok soluk olduğundan kamufule şansları yüksektir ve sık bitkili akvaryumlarda hayatta kalma şansları yüksektir(yarısı yada fazlası ölür eğer yavruluğa yada başka bir akvaryuma alınmassa). Tabiiki tüm yavru balıklar için en önemli tehlikelerden biriside akvaryumda yaşayan avcı türlerdir örneğin Melek balığı çok iyi bir avcıdır.Dişi lepistes erkeğe göre daha dayanıklıdır. Genellikle akvaryum seviyesinin üst ve orta kısımlarında yüzerler.Erkek lepistes çok renkli ve yelpaze kuyrukludur boyu ise 4 cm. civarıdır. Dişi ise gümüş renklidir bazı türlerinde dişilerin kuyrukları alacalı renklidir ve boyu 6 cm. civarıdır.(erişkin).





Görünüş:
İnce uzun balıklardır. Erkekler daha küçük ve renklidirler. Doğadaki basit örneklerinden seçici üretim yöntemleriyle çok çeşitli renklere ve kuyruk biçimlerine sahip gösterişli ırklar üretilmiştir. Dişiler genelde renksizdirler; daha çok grinin açıklı koyulu tonlarını taşırlar.
Cinsiyet ayrımı:
Erkekler daha küçük ve renklidirler. Dişilerde anal yüzgeç üçgen biçimindeyken erkeklerde gonopod adı verilen ince uzun üreme organına dönüşmüştür.
Beslenme:
Kaliteli kuru yemler.
Gerekli akvaryum şartları ve bakımı:
Çok çeşitli su şartlarına uyum sağlayabilen oldukça dayanıklı balıklardır. Yanlız düzenli su değişimleri ihmal edilmemelidir. Örneğin: 2 haftada bir %15-20 oranında eski akvaryum suyu dipten çekilerek yerine en az 2 gün dinlenmiş musluk suyu. Musluk suyundaki kloru ve ağır metalleri nötralize etmek için dinlenmiş suya iyi bir su hazırlayıcı (örn. BioPlast AquaClean) eklemek yararlı olacaktır.

Lepistes, bir grup balığıdır; en az 6'lık gruplar halinde gruplar halinde bakılmaları önerilir. Bir erkeğe iki dişi düşebilir. Dişi sayısının erkeklerden fazla olması sürekli erkekler tarafından kovalanan dişilere ara sıra dinlenme şansı verecektir.
Lepistesler, plati, neon balığı, rasbora gibi diğer küçük sakin balıklarla bir arada tutulabilirler. Akvaryum yeterince büyükse ramirezi, kakadu ve agassizi gibi cüce çiklitlerle de beraber beslenebilirler.
Bol bitkili akvaryumlardan hoşlanırlar. Akvaryumculuğa yeni başlayanlar için de önerilebilecek bazı bitki türleri: Cryptocoryne wendtii, vallisneria spiralis, anubia barteri, vesicularia dubyana. Salvinia, lemna minor (su mercimeği) ve pistia gibi su üstünde yüzen bitkiler yavru lepisteslerin saklanmaları ve beslenmeleri için çok yararlı olurlar.

Üreme
Çok kolaydır. Kullanılacak akvaryum en az 20 litrelik olmalıdır. Dişiler ortalama ayda bir, 10-40 arasında yavru balığı canlı olarak dünyaya getirirler. Daha çok genç dişiler kendi yavrularını yeme eğilimindedirler. Toz yem de yiyen yavrular, yumurtadan yeni çıkmış artemia larvalarıyla beslenebilirlerse çok daha hızlı gelişirler. Dişiler üç ayda, erkekler daha da çabuk cinsel olgunluğa ulaşabilirler.

Stresli bir ortam, örneğin akvaryumda rahatsız edici kuyruk yiyen balıkların bulunması, lepisteslerin sağlığını olduğu kadar dişilerinin düzenli yavrulayabilmelerini de olumsuz yönde etkiler.






Kılıç kuyruk
Barışcıl ve diğer balıklarla iyi geçimlidir. Yeni başlayanlar için uygun bir balıktır. Su seviyesinin her kısmında yüzerler. Suyun tuz oranının biraz yüksek olması çok iyidir. Su sıcaklığının 18-27 derece PH değerinin 7-8.3 olması gerekmektedir.Canlı doğuranlardır.Yavruların bitkili bir ortamda olması çok önemlidir çünkü ebeveynleri onların varlığını anladıkları taktirde hemen hemen hepsini yiyeceklerdir bu yüzden yavruları görür görmez yavruluğa yada başka bir akvaryuma aktarın.Erkek kılıçkuyruğun anal yüzgeçleri vardır ve adınıda aldığı gibi kuyruğunun alt kısmından sivri kılıça benzer bir kuyruk uzantısı vardır. Dişiler ise daha çok büyür ve vücudları yuvarlakımsıdır.





    
Görünüş:
İnce uzun balıklardır. Erkeklerde kılıç şeklinde kuyruk uzantısı bulunur. Çeşitli renklerde ırklar üretilmesine rağmen halen en tanınmışları kırmızı renklileridir.
Cinsiyet ayrımı:
Kılıç şeklinde kuyruk uzantıları olan erkekler daha ince ve küçüktürler.
Beslenme:
Kaliteli canlı ve kuru yemler, yosun.
Gerekli akvaryum şartları ve bakımı:
Genelde diğer türlere karşı barışçıl balıklardır. Erkekler kendi aralarında kavgacıdırlar. Genellikle akvaryumdaki en büyük ve güçlü erkek diğerlerini ezerek hükmeder. Bu yüzden akvaryum çok büyük olmadığı sürece ya bir tek ya da saldırganlığın farklı hedeflere dağılması için en az 4 kılıçkuyruk erkeği bulundurulması önerilir.

Yüzmek için açıklıkları da bulunan iyi bitkilendirilmiş ve su dolaşımı güçlü akvaryumlardan hoşlanırlar. Salvinia, lemna minor (su mercimeği) ve pistia gibi su üstünde yüzen bitkiler yavru kılıçkuyrukların saklanmaları ve beslenmeleri için çok yararlı olurlar.
Yaşlı veya parazitlerin saldırısına uğramış dişilerin bazen cinsiyet değiştirerek erkekleştikleri görülür.
Kılıçkuyruk, sayika (cichlasoma sajica) ve ateş ağız (cichlasoma meeki) gibi orta boylu ve nispeten barışçı çiklitlerin yanında da en az 4'lü gruplar halinde beslenebilir. Ancak bu çiklitlerin yanında kılıçkuyruk yavrularının kurtulma şansları yok sayılır. Grup halinde yüzen küçük sürü balıkları bu tür çiklitlerin kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlarlar. Böylece daha az saklanıp canlı renklerini ortaya çıkarabilirler.

Üreme:
Üretimin yapılacağı akvaryum en az 50 litrelik olmalıdır. Dişiler her seferinde 30-100 arası yavru dünyaya getirebilirler. Yetişkin balıklar zaman zaman kendi yavrularını yiyebilirler. Su üstünde yüzen bitkiler yavru balıklar için sığınak görevi yaparlar. Yavru balıklar toz yemlerle ve/veya küçük canlı yemlerle bütütülebilirler.


Velifera




Doğada nehir ağızlarındaki acı sularda yaşadıkları için tuzlu suya uyum sağlamışlardır. Akvaryumlarına litre başına 2-3 g tuz atmak gerekir. İyi gelişebilmek için geniş ve yosunlu akvaryumlar gerektirirler. Dar akvaryumlarda erkeklerin sırt yüzgeçleri yelken şeklinde gelişemez. Akvaryum başına bir yetişkin erkek bulundurmak önerilir, aksi halde baskın erkek diğerlerini sürekli hırpalar. Yavrular da yetişkinleri gibi, en az 160 litrelik geniş akvaryumlar gerektirirler. Küçükken artemia destekli, sonradan da özellikle bitkisel yemlerle beslenmelidirler.
İki erkek için bu balıklara genii akvaryum gerekmekte.Kendinden ufak olan ( kılıckuyruk, lepistes vs... ) balıkların kuyruklarını yerler yem yedirmezler bizaman sonrada balıklar zayıflayıp ölürler.Bu yüzden bu balıkları yalnız yada molylerle besleyin (molylerde hafif tuzlu su sevdiklerinden hicbir problem olmaz) bir erkege enaz 3-4 dişi olarak bakılmalıdır.
Veliferalar, özellikle erkeklerinin gelişmiş üst yüzgeçleriyle diğer erkeklere yaptıkları gövde gösterileriyle ve dişilerine yaptıkları kur sırasındaki danslarıyla canlı doğuranlar akvaryumlarına renk katarlar. Moli cinsindeki diğer balıklarla çiftleşip yavru verebilme özelliğiyle çok çeşitli renk, doku, yüzgeç özelliklerine sahip farklı varyeteler elde etmenize olanak sağlaması da akvaryumseverleri veliferalara bağlayan önemli etkenlerden biridir.
Bilindiği gibi velifera canlı doğuranlar arasında en zor üreyen türdür. Ancak bu türün istediği koşulları sağlayabilirseniz bir lepistesten aldığınız kadar yavru alabilirsiniz. Veliferanın üretimi için en çok dikkat etmeniz gereken nokta akvaryumun büyüklüğüdür. Çünkü velifera ancak büyük akvaryumlarda üreyebilmekte. Üretim için benim kullandığım akvaryum 180 lt'likti. Bunların dışında akvaryumun bol bitkili olması ve akvaryumun sakin bir yere yerleştirilmesi veliferanın üretimi için en önemli unsurlardır. Devamlı önünde koşuşturan insanların bulunduğu bir akvaryumda veliferanın üretimi neredeyse imkansızdır. Bu koşulları sağladıktan sonra akvaryuma 3 erkek 4 dişi koyun bunlardan eş tutanlar olacak ve dişilerinizden biri veya bir kaçı yavrulayacaktır.



Görünüs: Dogada nehir agizlarindaki aci sularda yasadiklari için az tuzlu suya uyum saglamislardir. Akvaryumlarina litre basina 2-3 g tuz atmak gerekir. Iyi gelisebilmek için genis ve yosunlu akvaryumlar gerektirirler. Dar akvaryumlarda erkeklerin sirt yüzgeçleri yelken seklinde gelisemez. Akvaryum basina bir yetiskin erkek bulundurmak önerilir, aksi halde baskin erkek digerlerini sürekli hirpalar. Yavrular da yetiskinleri gibi, en az 240 - 300 lt. genis akvaryumlar gerektirirler. Küçükken artemia destekli, sonradan da özellikle bitkisel yemlerle beslenmelidirler.

Cinsiyet ayrimi: Erkeklerin üst yüzgecleri disilere göre daha genis ve renklidirler. Didilerde  gonopodium yüzgecleri vardir.
Beslenme: Genelde hersey yerler, Yavrular için yosun, toz yem  ve artemia
Üreme: Bilindigi gibi velifera canli doguranlar arasinda en zor üreyen türdür. Ancak bu türün istedigi kosullari saglayabilirseniz bir lepistesten aldiginiz kadar yavru alabilirsiniz. Veliferanin üretimi için en çok dikkat etmeniz gereken nokta akvaryumun büyüklügüdür. Çünkü velifera ancak büyük akvaryumlarda üreyebilmekte. Üretim için benim kullandigim akvaryum 180 lt'likti. Bunlarin disinda akvaryumun bol bitkili olmasi ve akvaryumun sakin bir yere yerlestirilmesi veliferanin üretimi için en önemli unsurlardir. Devamli önünde kosusturan insanlarin bulundugu bir akvaryumda veliferanin üretimi neredeyse imkansizdir. Bu kosullari sagladiktan sonra akvaryuma 3 erkek 4 disi koyun bunlardan es tutanlar olacak ve disilerinizden biri veya bir kaçi yavrulayacaktir.
Yasama ortami: 6 yil kadar yasarlar. Erkekler 12 cm, disiler 18 cm ye kadar bübüye bilecekleri icin, fazla yere ictiyac duyarlar.Bitkilendirmede sert yaprakli bitkileri kullanin. Velifera ( Poecilia velifera ) nin disleri vardir.


 
Canlı doğuran Akvaryumuza burada ki balıklardan 1 erkek  , 2 veya 3 dişi olacak şekilde ve akvaryumumuzun büyüklüğüne göre balıklarımızı seçebiliriz. Akvaryumuzun aynı zamanda minimum 1 adet vatoz ve  ve 1 adet çöpçü balıklarına da ihtiyacı olacaktır.




Şimdi balık türlerimizi az çok tanıdık, Öncelikle akvaryumunuzu kuracağınız yeri belirlemeniz gerekmektedir.
Akvaryumu kuracağınız yer;

- Pencereye çok yakın olmamalı,
- Günde 2 saatten fazla direk güneş ışığı almamalı,
- Elektrik tertibatının zorlanmadan ulaşılabileceği,
- Oturma ve seyir zorluğu yaşanmayacak,
- Uygun yükseklikte ( tabanı yerden 80 - 90 cm yüksek olmalı. )
bir yer olmalıdır.

Satın almanız gereken ilk malzemeleri şu şekilde sıralayabiliriz;

- Akvaryumu kuracağınız yere uygun bir akvaryum. ( Akvaryumunuzu alırken beslemek istediğiniz balıkların gereksinimlerini lütfen göz önünde bulundurunuz. Yeni başlayanlar için 70-90 litre bir akvaryum yeterli olacaktır. )
- Yeterli debide bir filtre,
- Hava pompası,
- Yedek süngerler,
- Yeterli miktarda hava hortumu, vana, check-valf, vantuz...,
- Akvaryumun litresi ile orantılı ısıtıcı,
- Akvaryum kepçesi,
- Akvaryum derecesi, ( cama yapıştırılan dijital dereceleri tercih etmeyin. )
- Zevkinize ve balıkların özelliklerine göre kum ve dekor malzemeleri,
- Metilen mavisi ve malahit yeşili,
- Ufak karantina akvaryumu. ( İlerleyen bölümlerde detaylı olarak anlatacağım. )

Akvaryum alırken dikkat edilmesi gerekenler;

- Akvaryumunuzu satın almadan önce mutlaka beslediğiniz türe karar vermeli ve o türe uygun bir akvaryum edinmelisiniz,öncelikle işe 40 yada 60 litrelik akvaryumla başlamanız sizin için daha iyi olacaktır,tecrübe kazandıkça akvaryum boyu ve balık türleri değiştirilebilir.
- Akvaryumunuzun şekil özellikleri tamamen zevkinize kalmış, fakat iç silikonlarını eliniz ile kontrol edip, bir pürüz veya boşluk olmadığından emin olunuz. Mümkünse akvaryumcudan su ile doldurmasını rica ediniz.

Akvaryum ve malzemelerimizi teemin ettik. Peki akvaryumu nasıl kurmalıyız?

- Akvaryumumuzu daha önceden belirlediğimiz düz bir zemine yerleştirelim,
- Akvaryum ve zemin arasına bir strafor koymakta yarar olacaktır. ( Hem direk akvaryumun sert yüzeye temasını engeller, hem de yüzeydeki ufak pürüzleri yok eder. ),
- Akvaryuma filtremizi ve ısıtıcımızı yerleştirdikten sonra dekor zevkinize göre hava taşınızı yerleştirebilirsiniz. ( Hava taşınızı ve hortumu vantuzlar ile akvaryumun tabanına sabitleyiniz. ),
- Daha sonra akvaryumun zeminine ince bir tabaka yıkanmış kumu serip, üzerine dekor ürünlerinizi yerleştirebilirsiniz,
- Dekor ürünlerinden sonra akvaryumun tabanını 3-4 cm yıkanmış kum ile kaplayınız.

Akvaryuma suyun konulması ve balıklar için uygun koşulların sağlanması;

- Akvaryuma suyu koymadan önce suyu dökeceğimiz yere bir kap, poşet, vb. koyarsak ve suyu o alana yavaşca dökersek, dekorun bozulmamasını sağlarız.
- Suyunuzu doldurduktan sonra, akvaryumunuzda bulunan bütün ekipmanları çalıştırınız. ( Filtre, hava pompası, ısıtıcı, vs. ) Ekipmanların eksiksiz ve sorunsuz çalıştığını gözlemledikten sonra, akvaryum su ısınızı çoğu balık için uygun olan 26 dereceye sabitleyiniz. ( Lütfen bakacağınız türe uygun ısı aralıklarını iyi araştırınız. Isıtıcınız ile birlikte bütün ekipmanları çalıştırırken dereceniz ile ısıyı kontrol ediniz. )

Bitkili tatlı su akvaryum kurulumu:

http://www.dailymotion.com/video/x7op98_akvaryum-kurulumu-akvaryum-kurma_news


http://www.youtube.com/watch?v=xWdH4APC7Dg&feature=player_embedded






Akvaryumumuzu kurduk, suyumuza bir kaç parça yem ilave ettik ve biyolojik dönüşüm başladı ve akvaryum  hazır, balığımızı alırken nelere dikkat etmeliyiz? 

şu linkleri de incelenizde fayda var dostlar.

 http://www.akvaryum.kazikyeme.com/akvaryum_kurulumu.html


http://www.uzundil.com/hobi/akvaryum/akvaryum_kurulumu/58-akvaryum-kurulumu-nasil-olmalidir.html 


 Benim her konuda faydalandığım bir site:

http://www.akvaryum.com/Forum/default.asp




- Öncelikle bakımı kolay bir balık türü ile başlamanızı öneririm. Bu balıklar canlı doğuran türleri, japon balıkları olabilir.
- Birbirleri ile kavga eden türleri almayınız. Akvaryumcular sizleri yanlış yönlendirebilir. Lütfen araştırma yapmadan balık almayınız.
- Alacağınız balıkların vücut şekillerinde bir anormallik olmamalı, renkleri parlak, hareketli, yüzgeç ve kuyrukları sağlıklı olmalıdır.
- Mümkünse balık almadan önce akvaryuma bir miktar yem atarak balıkları gözlemleyiniz.
- Balık vücudunda benekler ve iplikçikler olamalı, balığın arkasında uzun dışkılar olmamalıdır.
- Balık kendisini kuma veya diğer malzemelere sürtüyorsa balıkta göz ile gözlemleyemediğiniz parazitler var demektir.
- Mümkünse yukarıdaki olumsuzlukların gözlemlendiği akvaryumlardan sağlıklı gözüken balıkları dahi almayınız.

Balıklarımızı aldık, akvaryumumuza nasıl koymalıyız?

- Öncelikle aldığımız balıkları poşet ile akvaryum suyuna koyup, balıkların yolculukta değişen ısıya alışmalarını sağlamalıyız. Balık poşetini akvaryumun içerisinde 15 - 20 dakika kadar bekletiniz,
- Daha sonra balıkların poşetini açarak bir kabın içerisine koyunuz ve akvaryumunuzdan azar azar bu kaba su ekleyiniz ve balıkları bu suda tekrar 15 - 20 dakika kadar bekletiniz,
- Bu alıştırma işlemleri bittikten sonra balıklarınızı kepçe ile akvaryumunuza koyabilirsiniz,
- Akvaryuma koyduğunuz balıkların strese girmemeleri için, ışıklandırmanın 4 - 5 saat kapalı kalmasında yarar olacaktır.





Başarılı bir akvaryum düzeni nasıl olmalıdır?

1.) Su sıcaklığı sabit olmalıdır.
2.) Yemleme hiç bir zaman aşırı yapılmamalıdır.
3.) Her zaman dinlendirilmiş su kullanılmalıdır.
4.) Akvaryumun bütün suyu asla değiştirilmemelidir.
5.) Akvaryumun litresi ve balık sayısı orantılı olmalıdır.
6.) Olur olmaz ilaç ve kimyasal kullanılmamalıdır.


Seyehate çıkacaksınız ne yapmalısınız?

- Su seviyesini en üst düzeye getirin,
- Filtre malzemelerini temizleyin,
- Isıyı ve ısıtıcıyı kontrol edin,
- Işıklandırma ve hava pompasını mümkünse timera bağlayın,
Uzun süreli yemleme:
Bu konuda en güvenilir yöntem bir tanıdığınızdan yemleme konusunda yardım almanızdır. Fakat piyasada haftalık yemler ve otomatik yemleme makineleri satılmaktadır. Bunlardan kullanabilirsiniz.

Balıklarımızın uygun şekilde beslenmesi:

Öncelikle beslemeyi düşündüğümüz türlerin doğal diyetlerini araştırıp, uygun yemler edinmeliyiz.
- Günde az miktarlarda en az 2 öğün yemleme yapınız.
- Yemlemeyi genelde aynı saatlerde yapınız.
- Fazla yem vermeyiniz.
- Miktar olarak ortalama toplam balık ağarlığının %2 si uygundur. ( günlük miktar öğün sayısına bölünmelidir. )
- Çeşitli markalarda ve çeşitli içerikli yemleri kullanmaya özen gösterin.
- Uzun süre tüketilmeyen yemleri akvaryumdan uzaklaştırınız.
*Bu bölümü koyu kırmızı yazma sebebim bu konuda yapılan hataların fazla olması ve en önemli konulardan birisinin bu olmasıdır.



Güncellenmeye devam edecektir...




1- Canlı doğuran akvaryumu nasıl olmalıdır?

Öncelikle akvaryumumuzun ölçüleri makalelerde yazanlardan mutlaka fazla olmalıdır. Çünkü akvaryumumuza bolca bitki ve kum koyacağız. Örneğin 70*30*40h ölçülerinde akvaryumumuzu aldık ve eve getirdik. Akvaryum tabanını bitkilere göre seçmeliyiz. Ben lav kırığını ele alacağım. Tabanı en az 3 cm kaplicak kadar lav kırığını aldık. ( Abilerimizden öğrendiğimiz bir yöntem var. Belirttiğim ölçülerdeki akvaryuma 3 cm.lik kum için: 70*30*3 = 6,3 den yaklaşık 6-7 litre kuma ihtiyacımız var. ) Lav kırığını akvaryuma yerleştirdik. Bitki seçimini göz zevkinize göre yapabilirsiniz. Bitkilerimizi de akvaryuma koyduk. ( Gübre olarak misket gübre ya da sıvı gübre kullanabilirsiniz. ) Size ideal bir canlı doğuran akvaryumu oluşturmuş olduk.


2- Balığım hamile ne yapmalıyım?

Yapılan en büyük hatalardan birisi hamile balığı yavruluğa ya da başka bir akvaryuma ayırmaktır. Bu balık strese girebilir ve doğurmadan ölebilir. Hamile balığa hiç dokunmayın. Normal yaşamına devam etsin.


3- Yavruları ayırmalı mıyım? Yavrular yem olur mu?

Yapılan diğer hatalardan birisi de yavruları yavruluğa ayırmaktır. Akvaryumunuzda canlı doğurandan başka tür yoksa kesinlikle ayırmayın. Balıklarınıza düzenli olarak yem verirseniz aç bırakmazsanız balıklarınız kolay kolay yavrularını yemezler. Yemeye kalkışsalar bile akvaryumunuz bitkili olduğu için yavrular hemen bitkilerin arasına girer ve yem olmaktan kurtulur.

Eğer canlı doğurandan başka tür varsa akvaryumunuzda yavrular doğduktan sonra (kesinlikle anne hamile iken anneyi değil) yavru akvaryumuna ayırmak. Yavru akvaryumunda bulunan su kesinlikle ana tankta ki su ile aynı olmalıdır. Oradan suyu doldurmalısınız.


4- Yavruları ayırmadım ama yem oluyorlar. Neden?

Telaşa gerek yok. Yavrularınızdan sağlıklı olanlar kendilerini zaten kurtarırlar. Ama sağlıksız olanlar yem olmaktan kaçamazlar. Böylece size sağlıklı bireyler kalır. İlerde bu sağlıklı bireylerin yavruları da sağlıklı olacağı için 2-3 nesil sonra yem olan yavru sayısı ayda 1-2'yi geçmez.


5- Hangi filtreyi kullanmalıyım?

Canlı doğuranlar akıntıyı pek sevmezler. Bu yüzden iç filtre kullanmanızı pek önermiyorum. Hem akıntı oluşturuyor hem de yavrular filtrenin içine kaçabiliyor. Canlı doğuranlar için pipo filtre ya da şelale filtre en sağlıklısı olur.


6- Lepisteslerime yem olarak ne vermeliyim?

Sera ve Tetra'nın pul yemlerini severek tüketiyorlar. Haftada 1-2 kere de artemia verirseniz çok iyi olur.


7- Dişi lepisteslerim ölüyor. Bunun sebebi nedir?

Az önce de belirttiğim gibi ortam değişikliğinden dolayı strese giriyorlar. Ayrıca ithal lepistesler ülkemizin sularına alışmakta zorluk çekiyorlar. Bu yüzden ölümler kaçınılmaz oluyor.


8- Dişi lepistes alırken neye dikkat etmeliyim?

Öncelikle balığın ithal olup olmadığını sormalısınız. İthal balık ise almanızı önermiyorum. Eğer ithal değil derse akvaryumda ki balıklara bir bakın. Kuyruğu yenmiş balık sayısı fazla mı diye. Kargo ile geldikleri için açlıktan birbirlerinin kuyruklarını yiyebiliyorlar.

İthal balık olmadığına inandık. Öncelikle balığın hamile olmamasına dikkat etmeliyiz. Balık ortam değişikliğinden strese girecek. Hamile balıklar çok hassas oluyorlar ölümleri kaçınılmaz oluyor.

Alacağımız lepistesin hastalığı olmadığını, ithal olmadığını ve hamile olmadığını gördüysek balığımızı kolaylıkla alabiliriz.


Örnek Akvaryumlar: (Resimleri ekleyemedim sorun var kusura bakmayın. Link olarak koyacağım.)

http://img240.imageshack.us/i/lep3xf1.jpg/#q=lepistes%20akvaryumu
http://img291.imageshack.us/i/pict0035go9.jpg/#q=bitkili%20lepistes%20akvaryumu
http://img87.yukle.tc/images/1800IMG_0114.jpg
http://img452.imageshack.us/i/yanuv7.jpg/#q=bitkili%20lepistes%20akvaryumu
http://www.aquabotanic.com/contest2004/tank_36/resized/Picture%20392.jpg



Canlı Doğuranlar Yavru tankı kurulumu;

Öncelikle ayrı bir akvaryum sahibi olmalıyız. Bu akvaryumumuz yavru tankımız olacak.İdeal bir canlı doğuran yavru tankı 50*30*30 yada türevleri olabilir.Bu akvaryumu ne kadar büyük tutarsak o kadar rahat ederiz.Nitekim belirtmek gerekirse büyük akvaryum bakımı, küçük akvaryum bakımından daha kolaydır.

Akvaryumumuzda mümkünse kum v.b. dekoratif malzeme kullanmamalıyız. İlla kullanma isteğindeysek ince bir tabaka kum ve bir kaç taş ile dekoru mümkün olduğunca az yapmalıyız.Nitekim dekorlu yavru tanklarında dip çekimi büyük sorun yaratabilir. Pozitif olarakta dekor olan akvaryumlarda yavru balıklar saklanacak yer bulacaklar, strese girme olasılıklarıda doğal olarak düşecektir.

Kullanacağımız filtre ya pipo yada şelale tipi olmalıdır. Bu filtrelerin emiş borusunun başına küçük bir sünger koyularak olası yavru çekme ihtimallerini ortadan kaldırmış oluruz. Bu tarz filtrelerde debi sorunu yaşanmayacağı için tercih sebebi öncelikli olmalıdır. Ama elimizde iç filtre varsa ve kullanmak istiyorsakta filtremizin alt tarafına tül,kadın çorabı v.b. bir malzeme sarılarak yavru çekmesi önlenebilir. İç filtrede asıl sorun debi olabilir. Debiyide vana takarak minimal seviye indirmek gerekmektedir.

Akvaryumumuz ısıtıcısız olmaz. Tropikal tür olan canlı doğuranlar sıcaklık olarak 26-27 dereceleri severler.Temin edeceğimiz mümkünse termostatlı bir ısıtıcı işimiz görecektir. Isıtıcı alırken dikkat etmemiz gereken husus termostatlı olması ve akvaryum ebatımıza uygun watta olup olmamasıdır.Sıcaklık değişimi balıkları olumsuz yönde etkilemektedir.

Kullanacağımız suya gelince; 2/4 ü ana tanktan alınmak kaydıyla dinlendirilmiş su ile akvaryum doldurulmalıdır. Ana tanktan aldığımız 2/4 oranlı su bize akvaryumdaki suyun oturuşmasını kolaylaştıracak,yavrulara kısa sürede sağlıklı ve güzel bir ortam sağlayacaktır.Suda kimyasal kullanmamaya özen gösterilmeli,kullanılacaksada prospektüse uygun minimal seviyede kullanılmalıdır. Su değişimleri dinlendirilmiş su ile yapılmalıdır.


Yavruların bakımı;

Yavrularımızı yukarıda bahsettiğim gibi hazırladığınız akvaryuma koyduk. Balıkların en hızlı geliştikleri dönem yavru dönemidir. İşte bu zamanda kullanacağınız ilaçlar,yemler onların gelecekte olgunlaştıklarında çok daha güzel, çok daha sağlıklı olmalarına yarayacaktır.Bu hususta kalitesiz,besin değeri düşük yemler kullanmamalıyız. Kaliteden ödün vermemeliyiz. Canlı doğuran yavrularının beslenmeleri çok basittir. Yavrular hemen hemen her yemi kabul ederler.

Yavru yemlemesini ele alıcak olursak; yeni doğmuş yavrular ilk bir hafta artemia ile beslenilebilir.Ancak günümüzde üretilen kaliteli kuru yemler canlı doğuran yavrularının hemen hemen bütün besin değerlerini içerirler. Yani artemia vermek zorunda değiliz.

Şimdi bu konuda ben sadece kuru yemleri (pul,granür,stick v.b.) ele alacağım. Akvaryumcumuzdan yada artık büyük alışveriş mağazalarından da kolaylıkla bulabildiğimiz kaliteli kuru yemlerden temin edeceğiz.Burada herhangi bir marka ismi zikretmek istemiyorum. Nitekim kalite olarak sayılabilecek üç beş adet firma mevcut.Bu firmaların arasından kişisel olarak seçimler yapılabilir.Bu seçimlerde dikkat edilmesi gereken husus, bu firmaların canlı doğuranlar için özel ürettikleri yemlerden, yavrular için özel ürettikleri yemlerden almaktır.Bu yemler harmanlanıp yavru balıkların kolayca alabileceği ufaklığa (bir havanda karıştırıp,ezebilirsiniz v.b.) getirmeliyiz.

Yavrular günde en az 4-5 kere az az yemlenmelidir.Bu sayı daha da arttırılabilir.Oluşturduğumuz yem karışımını balıklarımız 2-3 aylık olana kadar kullanabiliriz.

Dip çekimlerimize gelecek olursak; haftada bir dipten bir hortum yada dip çekme aparatı ile, normal akvaryumumuza bu işlemi yaparken ki dikkatimizden daha fazla dikkat ederek suyun ¼ ünü alacak şekilde yapacağız.

Yapılan araştırmalar sonucu; düzenli yapılan yemleme ve su değişimleri balıkların büyümelerinde önemli bir yeri olduğu kanısına varılmıştır.

Yavrularımız iki aylık olana kadar aynı tankta birlikte (dişi-erkek) beslenilebilir.Ancak gelecekte sağlıklı damızlıklar elde etmek amacı ile iki aylık olmuş canlı doğuran yavruları dişiler-erkekler olarak ayrılmalıdırlar.İki aylık olmuş canlı doğuranlar yavrularında fiziksel olarak dişi-erkek ayrımı basitçe yapılabilmektedir. Daha önce yapmış olduğum derlemelere göz atacak olursanız bu ayrımı kolaylıkla yapabilirsiniz.

Bir hatırlatma yapacak olursam; anal yüzgeçlere bakmamız yeterli olacaktır.Dişilerde anal yüzgeç yelpaze, erkeklerde tüpçük,boru şekilindedir.

Bu ayrımı gerçekleştirdikten sonra dişiler-erkeklerin ayrılıp farklı akvaryumlara alımı söz konusu olabilir. Yavru tankımız büyük ise bir aparatla ikiye bölünerek bu ayrım gerçekleştirilebilir. Ya da iki aylık olmuş erkek yavrular ana tanka salınıp, dişiler yavru tankında bakıma devam edilinebilinir.




canlı doğuran tatlı su balığım ne zaman doğurur

lepistes
Canlı doğuran (Lepistes,molly,platy ,kılıç kuyruk v.b.)balığım ne zaman doğurur? Canlı doğuranlar en popüler ve en çok beslenen akvaryum balıklarıdır.Çabuk yavruladıkları ve canlı doğurdukları için popülerliği artmıştır. Bu bağlamda en çok gelen sorulardan biride ‘Balığım ne zaman doğurur? sorusudur. Buradan bu soruya genel manada cevap vermek için bir derleme yaptım. İlk olarak canlı doğuran familyası mensubu her tür ortalama bir aylık (30 gün) bir gebelik süresi geçirirler. Bu gebelik süresi akvaryum koşullarında ( su sıcaklığı,ph v.b.) üç aşağı beş yukarı sapmalar göstersede fizyolojik açıdan aşırı bir sapma göstermez. Canlı doğuranlarda gebeliğin en büyük belirtisi, anüs civarının kararması ve karın bölgesinde bariz şişkinliktir. Bunu canlı doğuran beslemeye karar vermiş yeni akvaryum severler bile kolaylıkla tespit edebilirler.


plati
plati
Yukarıda ki resimde doğumu yaklaşmış (ortalama 5 gün) dişi lepistesleri görmekteyiz. Bu aşamaya gelmemiş hiçbir dişi canlı doğuran doğum yapmaz. Anlaşılan, balığınız resimlerdeki forma ulaşmadan doğurmayacağıdır Yukarıda sağdaki resimde gebelik evrelerinin başında bir dişi kılıç kuyruk görülürken, solda ki resimde doğumu yaklaşmış bir dişi görülmektedir. Balıklarınıza zaman veriniz ve gebelik süresince onları strese sokmayınız. Unutmayınız ki doğum doğal bir döngüdür. Aceleci davranmanız, telaşınız,korkunuz yersizdir. Canlı doğuranlarda, resimlerde görüldüğü gibi balığın gebe olduğu kolayca anlaşılabilmektedir. Anüs civarının koyulaşması ve karın bölgesinin şişkinliğinin artmasıda doğum zamanının yaklaştığının habercisidir. =>Gebeliğin başlarında bir kılıçkuyruk. (Platy,molly,velifera türlerinde görünüm aynıdır.Balığın doğumuna ortalama 17-25 gün vardır) * * *Black molly ve Balon molly türlerinde gebelik daha zor anlaşılmaktadır. Bu türlere sahip arkadaşlarıma tavsiyem balığın fizyolojik değişimlerini gözetim altında tutmalarıdır.Fizyolojisinde dikkat edilmesi gereken nokta karın bölgesindeki şişkinlik olmasıdır. Black mollylerde ve balon mollylerde bu şişkinlik ve gebeliğin sonlarına doğru anaç balığın durağanlaşması doğumun yaklaştığının habercisidir.Balon molly besleyenlere ayrıca tavsiyem, balıklarının normal durumlarından daha fazla karın bölgelerinin şişmesi (genişlemesi) dikkat etmeleridir.Lakin balon molly türü zaten şişman karına sahip bir türdür. Husus normal durumundan daha fazla şişkinliği gözlemleyebilmektir.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu yöntem ilerde kaliteli,sağlıklı damızlık balıklar yetiştirmemiz için %70 başarılı profesyonel yöntemdir.

Bütün yazıyı özetleyecek olursak;


1-Ayrı yavru tankımız olmalı.

2- Düzenli dip çekimi ve yemleme yapılmalı.

3-Dekor,kum v.b. mümkünse kullanılmamalı,kullanılırsada en az şekilde kullanılmalı.

4-Isıtıcı mutlaka olmalı, sıcaklık 26-27 derecede sabitlenmeli.

5-Yemleme sık sık, az az olmalı.

6-Kullanılan yemler kaliteli ve yavruların kolaylıkla yutabileceği büyüklükte olmalı.

7-Dip çekimi haftada bir düzenli yapılmalı.



Akvaryum Bakımı Nasıl Yapılır

Akvaryum Bakımı Temizliği Nasıl Yapılmalı ?

Akvaryumunuzda sağlıklı bir bitki örtüsü varsa akvaryum kumu yıllarca temizlenmeden yerinde kalabilir. Akvaryum tabanında yavaş bir su dolaşımı gerçekleştiren taban ısıtma sistemleri de (örneğin BioPlast Thermo-Float-System) akvaryum kumunun kokuşmadan yıllarca sağlıklı kalmasına katkıda bulunurlar.

 

Her gün:

Yemleme
Balıklarınıza günde 2 veya 3 kez birkaç dakika içinde bitirebilecekleri kadar yem verin. Fazla yemlemek hem balıklar için sağlıksızdır, hem de akvaryumunuzun çabuk kirlenmesine ve yosunlanmasına yol açar.

Balıklarınızın sağlığını yerinde mi?
Balıklarınızın davranışlarını ve iştahlarını bir gözden geçirin. Herhangi bir anormallik bir hastalık belirtisi olabilir. Hasta bir balığı hiç zaman geçirmeden küçük bir karantina akvaryumuna ayırmak gerekir. Gereken ilaçlamalar bu karantina akvaryumunda yapılabilir. Balıklarınızın toplu olarak yaşadığı esas akvaryumunuza kesinlikle ilaç atmayın; ilaçların birçoğu akvaryumdaki yararlı bakterileri de öldürerek biyolojik dengeyi bozar.

Su sıcaklığını kontrol edin
Termometreye bir göz atarak sıcaklığı kontrol edin. Kaliteli bir ısıtıcı termostatın akvaryum sıcaklığını ayarladığınız noktada yıllarca sabit tutabilmesi gerekir. Eğer sıcaklıkta büyük oynamalar oluyorsa nedenini araştırmak, (ışıklandırma sistemi yüzünden veya doğrudan güneş ışığı aldığı için de akvaryum belli saatlerde ısınıyor olabilir) gerekirse daha kaliteli bir ısıtıcı-termostat almak gerekir.

Filtre düzgün çalışıyor mu?
Su çıkışına bakarak filtrenizin düzgün çalıştığından emin olun. Akvaryumunuza uygun kaliteli bir filtrenin aylarca tıkanmadan ve yıllarca bozulmadan çalışabilmesi gerekir.

 

Haftada bir:

Ön camdaki yosunların silinmesi
Yosunlanan ön camları cam çizmeyen türden, sadece bu iş için ayırdığınız, kesinlikle deterjana temas etmemiş bir keçeli bulaşık süngeriyle silin.

 

İki haftada bir:

Düzenli su değişimleri
Biriken artık maddelerin kısmen atılması ve eksilen minerallerin tamamlanması açısından %20-25 oranındaki düzenli su değişimleri çok önemlidir.

Bir akvaryum hortumu aracılığıyla akvaryumunuzun suyunun %20-25'ini boşaltın. Bu suyu dipten çekerek akvaryum tabanında birikmiş tortuları da temizleyebilirsiniz.

Boşalttığınız suyun yerine dolduracağınız, temiz bir kapta üzeri açık dinlenmiş suya, balık sağlığını tehdit eden klor ve ağır metalleri nötralize etmek için iyi bir su hazırlayıcı preparat ekleyin (örneğin 20 litre dinlenmiş su başına 5 ml BioPlast AquaClean). Akvaryumuzda bol bitki, özellikle Echinodorus türleri varsa suda eksilen demiri tamamlamak için dinlenmiş suya demirli sıvı gübre de eklemek (örneğin 50 litreye 5 ml BioPlast FerroPlant) yerinde olacaktır.

Büyük akvaryumlarda düzenli su değişimleri ayda bir de yapılabilir. Önemli olan, su değişimlerini belirlenmiş periyoda göre düzenli bir şekilde yapmaktır.

Hızlı uzayan bitkilerin budanması
Akvaryumunuzun arka planına diktiğiniz hızlı uzayan, tek gövdeden yaprak veren bitki türlerini su yüzeyine eriştikçe budamak gerekir. Bitki gövdesini, tepeden 15-20 cm aşağıdan keserek akvaryum tabanına gömün; bir süre sonra kendiliğinden köklenecektir.

Ön filtrenin temizlenmesi
Bazı akvaryumlarda, esas filtrenin aylarca tıkanmadan çalışmasını sağlayacak, kolayca temizlenen bir ön filtere düzeni bulunur. Bu ön filtrenin en azından iki haftada bir suda çalkalanarak temizlenmesi yerinde olacaktır.

 

Ayda bir:

Akvaryum filtresinin temizlenmesi
Piyasada çeşitli filtre türleri bulunur. Akvaryumun içine konan iç filtreler, akvaryumun dışına konan dış filtreler vardır. En iyisi bilen birinin elinizdeki filtrenin nasıl temizlenmesi gerektiğini size bir kez göstermesidir.

 

Filtrelerin çoğunda en azından üç işlevi gerçekleştiren filtre malzemeleri bulunur:


1. Kaba kirleri tutan, ince filtre malzemelerinin çabuk tıkanmasını önleyen (mekanik) kaba ön filtre malzemeleri

2. Üzerlerinde biyolojik arınmayı sağlayan yararlı bakterilerin kolonileştiği geniş yüzeyli biyolojik filtre malzemeleri

3. Filtrenin su çıkışından hemen önce yer alan, ince tortuları tutan (mekanik) ince filtre malzemeleri

Mekanik filtre: Biyolojik filtre işlevi olmayan ya da az olan, sudaki tortuları tutmak için kullanılan filtre
Mekanik filtreler önce içi su dolu bir kovada kaba kirlerinden arındırılmalı, sonra akar musluk altında iyice çalkalanarak temizlenmelidir. İnce mekanik filtre malzemesi çoğu zaman yenisiyle değiştirilir.

Biyolojik filtre malzemesi, yerleşmiş bakteri kolonilerine zarar vermemek için en iyisi eski akvaryum suyuyla hafifçe çalkalanmalıdır. Biyolojik filtre malzemesi yenilense dahi içine bir miktar eski biyolojik filtre malzemesinden katılarak aşılanmalıdır. Bu, yeterli bakteri popülasyonunun çabucak oluşmasını sağlayacaktır.

Akvaryum bakımında dikkat edilmesi gereken ana maddeler aşağıdaki gibidir.

Akvaryum Suyunu Düzenli Değiştir.
Akvaryum içinde oksijeni eksik etme.
Akvaryumdaki balıklarına düzenli yem ver.
Akvaryumda düzenli dip çekimi yap.
Akvaryum ışıklandırmasını düzenli olarak aç-kapat.
Her balık için akvaryum boyutu değişir.Unutma.
Akvaryum temizliğinde kimyasal madde kullanma.

Akvaryum suyunun tamamını kesinlikle  değiştirme.

Akvaryum balığın için en doğal ortamı sağla.

 

Kısaca bir özetleyelim:

Akvaryum suyunuzun periyodik olarak gerekli olan testlerin yapılması ve böylece su kondisyonunuzun bilginiz dahilinde olması. Haftada bir yada iki haftada bir 3/1 oranında su değişimi yapılması Süresi dolan filtre malzemelerini mutlaka değiştirin. (Elyaf, Sünger..) Protein Skimmer ın artık toplama kabını haftada bir mutlaka temizleyin. Bu daha düzenli çalışmasını sağlayacaktır. Dip temizliğine dikkat edin ve gerektiğinde dip sifonu yapın. Deniz akvaryumunun temel taşlarından biride aydınlatmadır. Canlılarınızın sağlıklı olmasında etkisi vardır. Gerekirse bir timer takıp geceleri otomatik sönmesini sağlayın. Musluk suyu kullanmamaya özen göstermelisiniz. Aldığınız yeniz canlıyı kesinlikle akvaryumunuza alıştırıp koymalısınız. Mevsimsel değişiklerde akvaryum ısınızı sabit tutmalısınız.


BALIKLARDA HASTALIĞA NEDEN OLAN ETKENLER
• Bakteriler
• Virüsler,
• Parazitler
• Mantarlar
• Çevrenin fiziksel ve kimyasal özellikleri
• Yanlış yemlemenin neden olduğu metabolizma bozuklukları
• Genetik yapıya bağlı bozukluklar ve diğer faktörlerdir



Başlıca ve sık görülen Hastalık Adları 
(1) Beyaz benek/ik
(2) Marine  kadife
(3) Siyah benek
(4) Solungaç/deri paraziti
(5) barsak  kurtları
(6) Mikroskopik enfeksiyonlar
(7) Yüzgeç çürümesi –

(8)  tüberkloz
(9) Vibriosis
(10) Lymphocystis
(11) Ichthyophonus
(12) baş & yanal hat erimesi
(13) Zehirlenme




HASTALIK                                                         BELİRTİLER
Beyaz benek                                              Beyaz grimsi benekler
Kuyruk kanat çürümesi                              Kuyruk ve yüzgeçlerde beyazlama
Mantar                                                        Beyaz iplikimsi oluşŸumlar
AğŸız fungusu                                              AğŸız ve yanaklarda mantara benzer beyaz tabaka
Göz fırlaması                                              AşŸırı göz büyümesi ve fırlaması ( Genelde Japon  balıklarında görülür)
Balık veremi                                                Zayıflama, işŸtahsızlık, zayıflık, refleks azlığŸı
Kadife hastalığŸı                                          BalığŸın üstünde ince bir toz bulutu gibi bir tabaka
Kara leke hastalığŸı                                      Balık üstünde siyah noktalar
Neon hastalığŸı                                            Balık üstünde sarımsı lekeler (Genelde Tetra ve Neon’larda görülür)
Solungaç hastalığŸı                                      Su yüzeyinde yüzme, yem yememe ve solungaç kenarlarında beyazlık
Sümüklü deri hastalığŸı                                Hareket ve beslenmede isteksizlik
Balık biti                                                      Deri üstünde kamçılı parazitler
Actheres Ambloptitis                                  Solungaçlarda tahribat ve deri üstünde parazitler
Gyrodactylus                                              Yüzgeçlerde yıpranma, yer yer kızarmışŸ bölgeler
Furunkulozis                                                Deride şŸişŸmeler ve kabarcıklar, balıkta renk  solması
Hexamita                                                     Zayıflama, işŸtahsızlık ve ani yüzme hareketleri
Kolomnaris                                                  Vücutta yuvarlak delikler ve kenarlarınsa sarımsı  yapışŸkan bir madde


  TEŞHİS İÇİN BALIKLARIN SU İÇİNDEKİ GENEL DAVRANIŞLARINI GÖZLEMLEYİN


Balıkların normal davranışlarını takip etmiş olanlar hasta oldukları zamanı da sezinleyebilirler. Genelde hasta bir balığın semptomları şunlardır:
* Balık yorgun, bitkin ve uyuşuk durumda mı?
* Balık aynı noktada bir ileri bir geri anlamsız bir şekilde sallanıp durur.
* Kaçma refleksi var mı?
* Yem alıyor mu?
* Yüzerken yan veya sırtüstü mü, sersem vaziyette Başı aşağı doğru mu duruyor?
*Yüzgeçleri yapışmış halde mi?
*Tank tabanında kayıyor halde mi yüzüyor?
*Tabanda yüzerken ürküyor mu?
*Suyun yüzeyinde mi kalıyor?
*Su yüzeyinden ağzını açarak hava yutuyor mu?
*Çabuk ve sık solunum yapıyor mu?
*Sudan dışarıya sıçrıyor mu?
*Balık yan yatmıştır ve filtrenin çekim gücüyle tankın içinde bir oraya bir buraya sürüklenir.
* Balığınız sürekli dipte kuma veya kaya dibine tutunmaya çalışıyormu?
Balığınızın *vücudunda beyaz noktalar varmı? 


• Bu ve benzeri belirtiler dikkatlice incelenir ve kaydedilir.


Başlıca hastalıkları inceleyelim ;

Silikon Zehirlenmesi

Sağlıklı olduğundan emin olarak bir balık aldınız. Balığı tanka koyduğunuzun ilk gününde en geç ikinci gününde yem yemeyi kesmişse, ve aniden cansızlaşmışsa, pulları ve yüzgeçleri erimeye başlıyorsa aklınıza gelecek ilk tehlike silikon zehirlenmesi olmalı. Silikonun iki çeşidi vardır. İlki normal, balıkları öldüren silikon. Diğeri DIY storelarda (Bauhaus, Bricolage, hatta Carrefour süpermarketinde bile bulabilirsiniz) da satılan akvaryum silikonu, zaten tüplerin üzerindeki balık resimlerinden de anlarsınız. Tankınızı imal eden kişi bundan haberdar olmayabilir, satın aldığında yanında gözlüğü olmadığından balık resimlerini görmemiş olabilir, veya 'yanlışlıkla' daha ucuz diye normal silikon almış olabilir. Neden her ne ise, kabak balıklarınızın başına patlayacak demektir. Bu belirtileri fark ettiğinizde balıkları tanktan çıkartın. Su sıcaklığı cichlidler ve tropik balıklar için 24 C'dan başlayacağı için ısı dolayısıyla silikondan sızan gazlar balıklarınızı yavaş yavaş öldürüyor demektir. Cansızlık ilk günden itibaren başlar fakat gazlara karşı aşırı bir tepki gelişmez. Ölüm yaklaştığında balığınızın pulları

soluk ve erimiş olur, yüzgeçleri ya yırtık gibidir, ya da erimiştir, ve zor nefes alarak yan yatmış bir şekilde oradan oraya sürüklenir. İzlenecek tek yol balıkları başka bir tanka koymak. İmkanınız varsa daha iyi ve güvenebileceğiniz marka bir tank alın, yoksa tankınızı tamir edin. Bir çakı veya bisturi yardımıyla kenarlardaki silikonları en ufak bir parça kalmayacak şekilde kazıyın. Eğer parça kalırsa hava kabarcığı yapar ve tankınız bittiğinde sızdırır, hatta tankınızı patlatabilir. Ardından tankı yıkayın ki silikon zerrecikleri gitsin. Kazdığınız yerlere aseton sürün böylece hem daha iyi temizlenecek yüzey hem de silikon daha iyi tutacak. Akvaryum silikonu kenarlara sıkın, başparmağınızla üzerine sadece bir kez bastırın, ikinci defa üzerinden geçmeye kalkarsanız silikon pütürlenir ve kabarcık oluşabilir içinde. Tankı en az 24 saat kuru olarak bekletin. Eğer tankınız 100 lt'den büyükse en az 2 gün bekletin. Sonra denemek amacıyla içine su doldurun ve en az bir gün bekletin. Boşluk bırakmışsanız su kenarlardan sızmaya başlayacaktır, sızarsa yapılacak tek şey tekrar kazıyıp silikonlamaktır.

Amonyum Zehirlenmesi


Balığınız sürekli olarak su yüzeyinde yüzüp ağzını sonuna kadar açıp nefes almaya çalışıyorsa buna rağmen boğuluyormuş izlenimi veriyorsa üstüne üstlük tankın suyu da koyu sarı ise balık amonyumdan zehirleniyor demektir. Balık çoğunlukla yarı bilinçsiz ve halsiz olur, etrafınada neler olup bittiğinin farkında değilmiş gibi görünür. Suyun yüzeyinden sanki hava almaya çalışıyor gibi olduktan sonra dibe çöker yavaşça, ardından tekrar ani bir fırlayışla su yüzeyine çıkar. Tüm bu süreçte ağzını hep sonuna kadar açar ve solungaçları normalden çok fazla çalışır. Gözler normalden koyudur ve balığın bütün rengi olabilecek en koyu rengi alır.

Bu çok ciddi sonuçları olan bir zehirlenme şekli, balıklarınızın tümü ölebilir. Test kitiniz yoksa amonyum patlamasını en iyi şekilde sararımış sudan anlarsınız, su koyu sarı olduğunda ve bulanıklık başlamışsa balıklarınız zehirlenmeye başlıyor demektir. Biraz garip bir örnek olabilir, ama kafanızda daha iyi canlanması için idrar rengini düşünün, idrara rengini ve genel olarak kokusunu veren amonyumdur. İdrar kana bulaştığında zehirlenme meydana gelir, buna da en büyük etken amonyumdur. Akvaryumlarda da durum çok farklı değildir. Amonyum en çok yiyecek atıklarından ve pisliklerden açığa çıkar. Düzenli dip temizliği yapmazsanız pislikler birikir ve gazlar sızmaya başlar. Su idrar rengi ve kokusunu alır. Test kitiniz varsa aklınızda bulunsun, amonyum seviyesi 1 ppm değerini kesinlikle aşmamalı. Tabii ısı ve pH yükseldikçe amonyum değeri daha da az çıkmalı. Bu tip zehirlenme en çok amonyumu parçalayacak aerobic bakterilerin henüz oluşmadığı veya çok az sayıda olduğu yeni kurulmuş tanklarda görülür. Daha geniş bir açıklama ve burada bahsedilen zehirlenme türlerini nasıl önleyebileciğinzi öğrenmek için Yeni Tank Sendromu sayfasına bakın.
Balıklarınız amonyumdan zehirlendiyse bu tamamen sizin suçunuz sayılır. Zehirlenmeye davetiye çıkartan ve özellikle yeni başlayanların en çok tekrarladığı hatalar şunlardır:

Tanka gereğinden fazla yem atılması, balıklar doyunca dibe çöken yemler.

Çok az miktarda ve düzensiz su değişimleri.

Tankı daha ilk kurulduğunda ağzına kadar balıkla doldurmak.
Yetersiz kalan filtreleme veya havalandırma.


Amonyum zehirlenmesinin tedavisi yok, sadece durumu farkettiğinizde acil önlem alabilirsiniz. Seçebileceğiniz 3 yol var. İlk yol hemen balıkları temiz, tamamen yeni suyun bulunduğu bir tanka almak. Alabileceğiniz başka tankınız mevcut değilse ikinci yola başvuracaksınız demektir. Balıkların bulundukları tanka vakit geçirmeden su değişimi yapın. Değişim miktarı en az %70 olmalı. Yeni suyun ısıtılmış olması çok iyi olurdu, ama durumun aciliyetini göz önüne alarak, suyunuz sıcak değilse ısıtmayı beklemeyin, soğuk su kullanın. Suyu mutlaka dipten çekin, NH bileşikleri sudan ağır olduğundan dipte birikiyorlar, yüzeyden alırsanız amonyum sifonlanmış olmayacak, sadece suya dağılmış olacak. Amaç amonyumu en az seviyeye getirene kadar inceltmek. Balıklar kendilerini boğulur gibi hissettiğinden çok güçlü bir havalandırma koyun. Üçüncü yol amonyum, nitrit, ve nitrat seviyelerini 'anında' düşürdüğünü iddia eden ilaçlar kullanmak. Sakın bunun için Tetra Aquasafe kullanmaya kalkmayın, sivrizekanız burada pek işe yaramaz. Aquasafe sadece su değişimlerinde kullanılan suyun klor, ağır metal, ve amonyumunu yok ettiğini iddia ediyor, tankın içinde birikmiş olan amonyumda kesinlikle kullanılmamasını tavsiye ediyor. Bu yollar içinde en az güvenebileceğiniz yöntem kimyasal yöntemdir. İlaçlar seviyeleri kısa süre için düşürürler, ama tekrar yükselmesine de genelde engel olamazlar. O nedenle ilaçları sadece geçici olarak kullanın, yani, ilaçtan hemen sonra büyük bir su değişimi uygulayın. Bu tip bir zehirlenmede işinizi şansa bırakmayın ve en güvenilir olan ilk iki yolu tercih edin. Amonyum seviyelerini düşürdükten sonra beklemekten başka yapabileceğiniz birşey kalmıyor. Kurtulan kurtulacaktır, ama çoğunluk büyük bir ihtimalle ölecektir.

Nitrit-Nitrat Zehirlenmesi

Yine tank kurulduğunun ilk haftalarında meydana gelebilecek bir zehirlenme türü. Sağlıklı olarak aldığınızdan emin olduğunuz balıklarınız birden cansızlaştığında, yem yemeyi kestiğinde sorun büyük bir ihtimalle nitrit zehirlenmesidir. Tankınız oturmuşsa ve aynı belirtileri görürseniz o zaman zehirlenme nitrat zehirlenmesi şeklinde olur, çünkü zincir oluşmuştur fakat en son ürün olan nitrat temizlenmemektedir. Sebebler genellikle fazla balık, fazla yem, az su değişimi, az filtreleme veya havalandırmadır. Amonyum zehirlenmesinden farklı olarak bu iki zehirlenme türünde balıkları kurtarma ihitmaliniz çok daha yüksek, tabii önlem alamazsanız öleceklerdir. Belirtiler genellikle halsizlik; yeme ilgisizlik: hiç yememesi veya yediğini tükürmesi; stres belirtileri: yüzgeç erimesi, pul erimesi, rengin normalden koyu olması, veya normalden açık olması, gözlerin kararması; bir köşede durma veya saklanma çabalarıdır. Tankın suyu genellikle açık veya çok açık sarı rengindedir. Bu zehirlenme şekli özellikle yüksek pH isteyen balıkların başına gelebilir, çünkü her türlü amonyum, nitrit, veya nitrat yükselmesine karşı çok hassaslar. Yukarıda bahsedilen belirtileri farkederseniz, sularınız da sarımsı renkte ise vakit kaybetmeden %40 ile %50 arası su değiştirin. Ardından da 2 hafta boyunca 2-3 günde bir %20 su değiştirin. Suları dipten çekmeye özen gösterin. Bunun dışında bir ilaç kullanmayın. Amaç balığı mümkün olduğunca daha fazla strese sokmadan zehirlenmeyi atlatmasını sağlamak. Balığığınızı güçlendirmek için bir conditioner kullanmanız iyi olur. Genellikle balığınız çok hassas bir tür değilse ilk su değişimini takip eden ilk günlerde düzelir. Ancak düzelme belirtiler görseniz bile 2 hafta boyunca yukarıda belirtildiği şekilde değişim yaparak tam sağlına kavuşmasını sağlayın. 





Yüzgeç Erimesi


Yüzgeçlerde, özellikle kuyrukta erime varsa, eriyen yüzgecin ucunda pamuğumsu veya koyu renk bir şerit varsa buna yüzgeç erimesi (İngilizce adı fin rot) denir. Yüzgeç erimesi özellikle stresten olur ve önemli bir sebebin sonucu olarak gelişir. Yapılacak ilk iş balığı tedavi etmeden önce yüzgeçlerinin erimesine sebep olacak kadar onu strese sokan sebebi bulmaktır. Sebepler arasında nitrit-nitrat zehirlenmesi, saldırgan bir balık, ciddi bir şekilde hastalanması, veya uzun bir yolculuğa çıkması sayılabilir. Bunları kontrol edin.
Balıkların vücudunu kaplayan koruyucu tabakaları vardır. Onları elinizde tuttuysanız vücutlarının kaygan olduğunu, ve balığı salsanız bile kayganlığın bir süre parmaklarınızdan gitmediğini fark etmişsinizdir. Bu koruyucu tabaka suda doğal olarak var olan birçok mantar veya bakteriyi uzak tutar. Balık strese girdiğinde tabakanın salgılanması sekteye uğrar veya tamamen engellenir. Zaten özellikle bu nedenden dolayı balığınızı stresten uzak tutun denir çok yerde. Balığın doğal kalkanı zayıfladığında veya yok olduğunda hastalıklara karşı savunmasız hale geliyor. En çabuk kaptığı enfeksiyon da yüzgeçlerde gösterir kendini.

Yüzgeç erimesini saldırgan bir balığın yüzgeçleri parçalaması ile karıştırmayın lütfen. Bu tip saldırılar sonrası için yapılacak tedavi için Yaralanmalar kısmına bakabilirsiniz. Yukarıda yüzgeç erimesine sebep olabilecekler arasında saldırgan bir balığı kastemin nedeni 'saldırı hareketlerinin diğer balık üzerinde yarattığı stresten dolayı oluşan erimedir'. Sürekli kaçmak zorunda kalmaktan veya saklanmaktan dolayı balık strese girer,bir köşeye sıkışıp kalır ve yem yiyemeyecek cesareti bile bulamaz kendinde. Genelde bu belirtileri erime takip eder. Oysa yüzgeçler ısırıldığında uçları parçalanmış gibi durur, ama parçalanmış kısımların ucunda pamuğumsu oluşumlar veya koyu kırmızı renkte bir şerit yoktur. Erime görürseniz öncelikle fungal mı yoksa bakteriyel bir enfeksiyon mu ona karar verin. İkisinin tedavisi birbirinden farklı olacaktır. Fungal enfeksiyonlar genelde saldırı sonrası stresi veya vücutta meydana gelen bir yaralanma sonrası meydana gelirler ve bulaşıcı değillerdir, yani tüm tankı bu durumda ilaçlamanıza gerek yoktur. Enfeksiyon oluşturabilecek mantarlar arasında saprolegnia, achyla, aphanomyces, branchiomyces, ıchtyophonus ve pythium gibi mantarlar vardır. Fungal enfeksiyonlarının görünüşleri beyaz veya kirli sarı bir pamuğa benzer. Zaten Columnaris dışında vücutta oluşan tüm pamuğumsu oluşumlar bir fungal enfeksiyondur. Tedavisi bakteriyel enfeksiyonlarla karşılaştırıldığında nispeten kolaydır. Balık elle tutulacak kadar büyükse onu elinize alın ve etkilenen bölgelerin üzerine bir pamuk yardımıyla nazikçe metilen mavisi sürün. Piayasada metilen mavisi bir Türk malı olan Contra- Ichthyo ismi altında satılıyor. Mercurochrome da kullanabilirsiniz. Mercurochrome'u sadece haricen kullanın, suya damlatmaya kalkmayın. Suya damlatarak yapılan tedavi ileride deneyimli olduktan sonra uygulayabilirsiniz çünkü çok dikkat gerektiriyor. Mercurochrome'u bir pamuğa damlatın, balığı elinize alın veya ıslak bir bez üzerine koyduktan sonra aynı metieln mavisi gibi yavaşça etkilenen bölgelere sürün ardından temiz su dolu tedavi tankına bırakın. Yüzgeçler çok fazla erimişse veya balık elle tutulamayacak kadar küçükse tedavi tankına alın,çünkü metilen mavisini suya damlatacaksınız bu durumda. Her 10 litre suya 2 damla metilen mavisi damlatın ve balığı 24 saat boyunca bu ilaç banyosunda tutun. Tankı iyi havalandırmayı unutmayın.

İkinci gün %50 su değişimi yapın. Erime durduysa ve pamuklar yok olduysa, ki büyük bir ihtimalle öyledir, metilen mavisini kesin. Pamuklar hala varsa tekrar metilen mavisi damlatın, ama bu sefer 10 litreye 1 damla ve gene 24 saat bekleyin. Tekrar %50 su değişimi yapın. Bu süre sonunda fungal enfeksiyon tamamen yok olacaktır. Tüm bunları uygularken balığınızı yemlemeyi unutmayın. Tedavi bitse bile balığı bir süre tedavi tankında tutun, kendine gelsin orada.Yüzgeçlerin ucunda siyah veya koyu kırmızı, kiremit rengi bir şerit varsa ve yüzgeç çok hızlı eriyorsa enfeksiyonun bakteriyel olduğuna şüphe yoktur. Bakteriyel enfeksiyonlar genelde kötü su koşullarında veya ülke içi, veya uluslararası nakliyat sırasında ortaya çıkarlar. Tanka yeni koyduğunuz bir balık da sizin suyunuza alışmakta zorlanabilir ve bakteriyel enfeksiyon kapabilir. Bu nedenle tedavi ile birlikte su kalitesini de acilen yükseltin. Yüzgeçler tahmin edebileceğinizden daha hızlı erir, öyle ki 24 saat sonra yüzgeç tamamen yok oluyor. Yüzgeç erimesi ile beraber deride yaralar (lezyonlar) oluşuyorsa ve bu yaraların çevresi koyu kırmızı ise bu enfeksiyon Furunculosis'tir. Yaralar aslında derinin o noktada çürüdüğünü gösterir. Buna yol açan çeşitli bakterilerdir, ama ortak noktaları deride nekrotik lezyonlar (furuncul) açmak olduğundan hastalık bu adını alıyor. Goldfishlerde, koilerde, veya japon gibi soğuk su balıklarında bakteriyel yüzgeç erimesi oluştuğunda buna genelde Salmonidae familyasından Aeromonas salmonicidia neden olur. Yüzgeçlerden kısa sürede vücuda atlar ve kırmızı-kiremit rengi ülserler oluşturur. Aynı bakteri sıcak suda tropik balıkların üzerinde de etkili olur, ama onlarda daha çok furuncul oluşturur.
Bakteriyel enfeksiyonlu bir yüzgeci kendi halinde bırakmayın. Bu tip enfeksiyonlar, özellikle Furunculosis, bulaşıcıdır. Tankta yüksek oranda ölümlere sebep olurlar. Enfeksiyon kapmış balığı tedavi tankına koyun ve antibiyotik haricinde hiçbir ilaç koymayın, metilen mavisi veya malachite yeşili gibi ilaçların hiçbir etkisi olmaz. Aynı şekilde doğal tedavi olarak kullanabileceğiniz tuzun da bir faydası olmaz. Özellikle Nitrofurozan içeren gram negatif ve gram pozitif bakterilere karşı etkili olduğunu iddia eden antibiyotikleri alın. Kullanımdan önce su değişimini unutmayın ve filtrenin süngerini çıkartın. İlk günden sonra iyileşme belirtileri görseniz bile antibiyotiğe en az 3 gün devam edin. Tedaviyi yarıda keserseniz tekrar başa dönme olasılığınız yüksek. Üç günün sonunda şerit tamamen yok olmamışsa antibiyotiğe 2 gün daha devam edin. İlacın etkili olup olmadığını nasıl anlarsınız? Gözlemlerime göre yüzgeçler parça parça olmaya başlar ve uçlarından ince beyaz şeritler sarkar. Bu şeritler ölen bakterilerin olduğu deri parçalarıdır, tankta sağlayacağınız çok güçlü bir havalandırma onların daha çabuk kopmasını sağlayacaktır. Üç günün sonunda şeritler artık sarkmıyorsa ve yüzgeçlerin ucu temizse antibiyotiği o zaman kesin, şeritler sarkıyorsa hala iki gün daha devam edin. Bakteriler genelde gözle görebildiğinizden daha derine yerleşmiş olduklarından yüzgecin büyük çoğunluğu şerit şerit kopacaktır. Tedavi bittikten sonra %50 su değiştirin ve balığı tanktan çıkarmayın. Tekrar yüzgeçlerinin çıkmasını bekleyin. Onu o halde ana tanka atarsanız manevra kabiliyeti olmayan hantal bir balık olacağından ne diğerlerinin ona yapacağı 'hoş geldin' kovalamacasın dan kaçabilir ne de yem için mücadeleye girişebilir.


Beyaz Benek


Beyaz benek suda yaşayan bir protozoandır. Protozoa suda yaşayan ve hayvansal özellikler gösteren ve bazen büyük koloniler kurabilen tek hücreleri canlılara verilen ortak isimdir. Latince adı Ichthyophthirius multifiliis'tir. İngilizce kaynaklarda kısaca Ich diye tanımlanır. Bu asalakların çok azının bile tanka bulaşması tüm tankı dezenfekte etmeyi gerektirir. Balığın üzerine tutunarak noktadan balığın kanını emmeye başlar. en sık girdiği yerler balıkların pullarının arası solungaçlardır. Üremeye hazır olduklarında balığın üzerine jelatin bir keseciğin kapladığı yumurtalarını bırakırlar. Kesecikler pulların arasında ise gözle görülemez, ama çoğaldıkça yüzgeçlerde de kesecik oluşacağından gözle görülecek hale gelirler. Ortalama üç gün içinde patlayan keseciklerden bir sürü minik aç protozoan dibe düşer, ve oradan dağılıp başka balıkların üzerine atlarlar. Yumurtalarını sadece balığın üzerine bıraktıklarını iddia etmek doğru değil, nereye bulurlarsa oraya bırakırlar, tankta balıktan sonra özellikle kumların arasına kistlerini bırakabiliyorlar. Balığın beyaz benek olduğundan keseleri görmeden de şüphelenebilirsiniz. Sürekli olarak tank ve dekorasyonlara sürtünme eğilimi vardır; kendisini oradan oraya silkeler, sanki üzerinde olan birşeyi atmak istiyormuş gibi davranır; rengi streste olduğu gibi koyulaşmaz aksine solar, özellikle renkli bir balığınız varsa size çok görünmeye başlar; hızlı kaşınma dışında normal olarak yaptığı tüm hareketleri yavaşlar; yeme ilgisi çok azalmaya başlar, isteksiz yer. Bu belirtilerden kısa bir süre sonra da çok büyük bir ihtimalle kesecikleri görürsünüz. Dikkat edin, pseudotropheus türlerinde pullar çok sıkı olduğundan ve vücutları çok kaygan olduğundan keseleri balığın üzerinde göremezsiniz. Bu da keselerin özellikle kumların arasında veya akvaryum camına yapışık olduğu anlamına gelir. Pseudotropheuslarda yukarıdaki belirtileri görürseniz, özellikle bölge belirlemek için sürtündükleri kayalara çok daha haşin ve sık sürtündüklerini ve çok sık silkelendiklerini fark ederseniz bu beyaz benektir. Diğer balık türlerinde keseleri en kolay yan yüzgeçlerde ve kuyrukta fark edersiniz. Hiçbir pamuğumsu görüntüleri yoktur, daha çok tuz veya şeker kristellerine benzerler, ışıkta da onlar gibi parlıyorlar. Birkaç gün sonra yok olduğunu, yerine farklı noktada başkasının oluştuğunu fark edersiniz.
En kesin tedavisi ısı-tuz-ve metilen mavisi birleşimidir. Tanka 5 galona (19 lt) 1 çorba kaşığı tuz ekleyin. Ekleyin derke asla tankın içine direkt olarak atmayın yoksa balıkların ciğerlerini yakarsınız.Bir kaba tanktan su alın, tuzu içinde çözün ve tanka bir kısmını çok yavaş dökün, bir süre bekleyin ve tuzlu suyu tekrar ekleyin. Eğer zaten tankınızda ve su değişimlerinde tuz kullanıyorsanız bu işleme gerek yok. Ardından ısıyı yükseltin, dayanıklı türler için 30C, daha hassas türler için 28C. Her balığa 30C uygulayamazsınız, tedavi edeceğim diye hayvanı fazla sıcaktan öldürebilirsiniz. Isı en az üç gün yüksek kalmalı, emin olmak için mümkünse 4 gün sürdürün ısıyı. Sıcaklığın daha çok dolaylı olarak asalaklara etkisi vardır. Metilen mavisinin veya tuzun tesirli olabilmesi için parazitlerin keseden çıkmasını sağlamak gerekiyor. Kesede oldukları sürece hiçbir ilaç etkili olmaz. Isı yükseldikçe içindeki yavrular evrimleri daha çabuk tamamlayacaklarından kese normalden daha kısa zamanda patlayacaktır. Bu nedenle ısıyı ille de 30C'a çıkarmanız şart değil, balık türlerini göz önünde bulundurursak, sadece balığın dayanabileceğinden emin olduğunuz bir ısıya çıkarın. Bu işlem de bittikten sonra metilen mavisi kullanın. Akvaryumcularda Contra-Ichthyo diye satılıyor. Prospektusunda yazdığı gibi aynen savsaklamadan kullanın. İlk gün için 3 damla, ardından 2 gün boyunca 1 damla, tabii ısı yükseltemiyorsanız 1 gün daha 1 damlaya devam edin. Tabii bu tedavi sadece tropik balıklarda uygulanabilir. Soğuk su balığı, tetra, veya cory gibi yüksek ısıya ve tuza karşı çok hassas balığınız varsa sadece metilen mavisini uygulayın, tuz kullanmayın, ısıyı da normalden biraz daha fazla yükseltin. Bu gibi durumlarda metilen mavisini yukarıda belirtildiği gibi normalden daha uzun süre uygulayın. Metilen mavisini kullanırken tüm filtre süngerlerini ve varsa karbonları çıkarmayı unutmayın, ve ölü protozoanları balıkların üzerinden uzaklaştırmak için tankı iyi havalandırın. Tedavi bittiğinde tanka %50 su değişimi yapın ve sonraki haftalarda su değişimlerini normalde yaptığınızdan daha sık aralıklarla yapmaya dikkat edin. Beyaz benek gibi protozoal enfectionlarda unutmamanız gereken bir nokta daha var, bulaşma riski yüksek olacağından, enfeksiyon kapmış tankta kullandığınız malzemeleri dezenfekte etmeden diğer tanklarda kullanmayın.




Mantar: 




 Genelde yaralanmış balıklarda görünen ve balığın yaralanmış ve hırpalanmış bölgelerinde başlayan bir hastalıktır. Kısa sürede kök salıp vücutta pamukçuklar oluşturmaya başlar. Tedavi için pet shop'lardaki mantar ilaçlarından faydalanılabilir. (...sera mycopur..


 Akvaryumda en çok rastlanan hastalıktır . akvaryum içindeki pislikler, ölü balık ve bitki yapraklarından, yem atıklarından balık pisliklerinden kaynaklanır fazla yem atınca akvaryuma dibe çöken yem kaldıkça bozulur ve asit bırakır suya veya uzun süre temizlenmeyen filtrede mantar hastalığına neden olur veya hasta bir balığın akvaryuma bırakılmasıyla da mantar hastalığı ortaya çıkar...

 Belirtileri: Balığın derisinde ince tüylü pamuk görüntüsü oluşur. 
 Tedavisi : Mantar ilacı bırakınız mümkün mertebe tanınmış firmaların kaliteli ilaçlarını tercih ediniz. Aksi taktirde öldüreceğiniz balık fiyatı ilacın fiyatından çok üstüne çıkar . Akvaryuma tuz atınız tuz iyotlu olan tuz olmalıdır ( kalın tuz turşu , peynir veya zeytinlerde kullanılan tuzdur ) akvaryumdan 1 tas yardımıyla aldığınız suyla tuzu eritiniz çünkü eritilmeden direk atılan tuzu balık yer ve iç organlarını parçalar tuz . Tuz oranı ise 25 lt.ye 1 çorba kaşığı kadardır. Balığın temiz ortamda olması hastalıktan korunmanın en önemli şartıdır .

 Yaralanmalar
Özellikle cichlid gibi sert veya orta sert balıklarınız varsa yaralanmalara hazırlıklı olmalısınız. Genelde yaranın enfeksiyon kapmaması için kullanabileceğiniz en doğal ve yan etkisiz ilaç tuzdur. Yara çok derin değilse tuzu ekledikten sonra yaranın kendiliğinden iyileşmesini bekleyin. Yüzgeçler ısırıldığında da aynı yolu izleyin. Zaten bu tür balıklar bölgesel olduklarından bölgelerine giren her türlü yabancıyı ısırma eğilimindedirler, en kolay ısırılan yerler de yan yüzgeçler, kuyruk, ve anal yüzgeçler. Bu tip yaralanmalar zaman zaman meydana geliyorsa ve balık canlılığından birşey kaybetmemişse normal olarak karşılayın. Yara derin veya büyük olabilir, fakat balık streste olmadığı müddetçe uzun sürse de kendiliğinden kapanır. Yüzgeçleri ve yaralanmış bölgeleri sık sık pamuk oluşumlar ve kırmızı şeritler için kontrol edin. Öyle bir durum varsa Yüzgeç Erimesi bölümüne göz atın. İltihap kapmasını önlemek için balık elle tutulacak kadar büyükse bir pamuk vasıtasıyla yaranın üzerine mercurochrome bazlı bir ilaç veya tentürdiyot sürebilirsiniz. Yara size fazla derin geldiyse ayrı bir tanka alıp 10 litreye 1 damla metilen mavisi veya malachite yeşili damlatarak balığa duruma göre 2 veya 3 gün tedavi uygulayın, böylece balığınızın hem kafası dinlenmiş olacak hem de yaranın enfeksiyon kapma riski azalmış olacaktır.
Eğer balığınız sürekli saldırıya uğruyorsa, bir köşeye sinmişse, strese girmeye başlamış demektir, bu durumda yapılacak tek sağlıklı iş onu tanktan çıkarmaktır. Saldırılar genelde durmaz, daha çok artarak devam eder, bu genelde balığın tanktaki diğer balıklara oranla daha sakin karakterli olduğunu ve onlarla başa çıkamadığını gösteriyor. Sakin bir balığın farklı bir türden olması gerekmez, çok sert bir türün de sakin yapılı fertleri olabilir.

Dropsy

Balık bir balon gibi şişer ve gözleri yerinden fırlayacakmış gibi olur. Bazen bu semptomlarla beraber pulları dışa dönük olur. Görünüşü aynı balon balığının şişmiş haline benzer. Tankın üstünden bakarsanız sanki hamileymiş gibi durur ve genelde yüzme hareketlerini kontrol etmekte zorluk çeker. Balık sanki çok yemiş de sindirememiş insanlar gibi sık sık nefes alır. Dışkısı şeffaf ve sümüğümsüdür. Dropsy'nin en muhtemel etkeni vardır:

1)Kötü su koşulları: Balığın başa çıkamayacağı kadar yüksek nitrat seviyeleri ile yem artıklarından ve dışkıdan kaynaklanan çözünmüş organik bileşikler.

2)Uyum stresi: yeni gelen balığın yaşadığı uyum sorunu veya tanktaki heyrarşinin en altlarında bulunan bir balığın sürekli olarak diğer fertler tarafından yapılan saldırılara maruz kalması.

3)Suda yaşanmış olan ani değişiklikler: pH'nın fazla düşmesi veya yükselmesi, akvaryumcudan farklı şartlarda veya pH'da beslenmiş bir balığın sizin tankınıza geldiğinde daha farklı değerlere alışmak zorunda kalması.

Bu tür etkenler balıkta ya suyun sindirim sisteminde birikmesine ve orada zehirli gazlar oluşmasına yol açar, ya da sindirim siteminde bakteriyel/viral enfeksiyonlara sebep olur. Balık çıkardığından daha hızlı su yuttuğu için karın bölgesi şişer. Dropsy. tıpkı bloat gibi, nadiren tankın diğer sakinlerine bulaşır. Ancak tedavi için siz etkilenmiş balığınızı gene de ayrı bir tanka alın. Erken bir tedavi ile balığınızın kurtulma şansı yüksektir. Dropsy'nin ilk safhalarında balık karnı şiş olmasına rağmen yemesini sürdürür. Balığınıza pellet türü yem veriyorsanız, pelletları bu dönemde ıslatıp beklettikten sonra yedirin, böylece sindirim sistemini zorlamamış olursunuz. Bir kapta akvaryum suyu ile beklettiğiniz pelletlara buzdolabınızda bulabileceğiniz vitamin komplekslerinden birini ekleyin, özellikle C vitamini olan bir kompleks olsun. Pelletleri 10 dakika kadar suda beklettikten sonra balığınıza yedirin. Aynı işlemi pul yem ile de yapın. Yemde bir değişiklik yapmayın, her zaman ne veriyorduysanız onu verin. Antibiyotik içeren yemler de kullanabilirsiniz. Tedavi için kullanacağınız ilaçlar metronidazole veya geniş spectrumlu gram negatif ve gram pozitif bir antibiyotiktir. Piyasada metronidazole içeren ilaçlardan biri Flagyl 500mg (Eczacıbaşı) adı ile satılıyor. Metronidazole'u her 50 litre için 1 hap olacak şekilde suda eritip tanka dökün. 24 saat sonra en az %50 su değiştirin ve tekrar aynı dozajı uygulayın. 3 günlük tedavi sonrası balığınızın şişliği inmemişse tekrar aynı işlemi uygulayın. 


 Not: Hasta balıklarınızın tedavilerinde kullanılmak üzere küçük bir akvaryum temin etmenizi öneririz. Bu sayede hastalığŸın tüm balıklarınıza bulaşŸmasını engelleyebilirsiniz.Saglikli bir akvaryum ve saglikli baliklar, her akvaryum severin temel dileklerinden biridir. Butun hastaliklarda oldugu gibi balik hastaliklarinda da erken teshis cok onemlidir.Bu nedenle baliklarimizin normal davranislarindaki degisiklikler uzerinde onemle durulmalidir.
SağŸlığŸı bozulan balığŸı tanımak çok kolaydır. Balık türüne özgü renk ve davranısları yitirir. Renkleri solar, istahını kaybeder, çevresi ile ilgisi azalir, hareketleri anormalleşŸir. Hastalik unsuru akvaryuma kendiliğŸinden girmez. Onlari akvaryuma biz kendi ellerimizle, akvaryuma koyduğŸumuz hasta bir balik, temizliğŸinden emin olmadığŸımız yem ya da bitki gibi elemanlarla sokarız. Sonuç olarak balıklarımıza sagladığŸımız ortam ve besin onlarin saglıklarını bozacak nitelikte olmamalıdır.



  Evet arkadaşlar, bu derlemenin sizlere yardımcı olabileceği kanısındayım. Bu konuda aklınıza takılacak soru ve sorunları , bu başlık altında değerlendirelim,soralım,paylaşalım.


Sağlıklı balıklar;

Saygılar.(çeşitli yerlerden alıntı yaparak bilgiler bir araya getirilmiştir.)