Merhaba arkadaşlar;
Akvaryumculuk hobisine yeni başlayacak olan arkadaşlara hem kendi bilgilerimi, deneyimlerimi hem de, paylaşılan bilgilerden öğrendiklerimi derleyerek bir konu oluşturmak istedim.
Bu konu ile hobiye yeni başlayacak akvarist adayları bir çok temel bilgiyi zahmetsizce öğrenebilecekler diye düşündüm. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim...
AKVARYUM ALMAYA VE AKVARİST OLMAYA KARAR VERDİNİZ...
Şimdien çok tercih edilen canlı doğuran balık türlerini tanıyalım;
Dünya'da balık severlerin en çok beslediği balıklardır. Bunun nedeni ise Canlı Doğuran Balıkların daha dayanıklı olması ve bakımı kolay balıklar kategorisinde ilk üst sırada olmalarıdır.
Tüm
Canlı Doğuran Balıklarda (Poeciliidae) ailesinde diş (Dişler) olduğunu
biliyormuydunuz? Türlerine göre irili ufaklı mikro dişler bitkilerdeki
yosunları kemirmeye, verdiğimiz yemleri sıkıca tutup yemlenmelerini(beslenme)kolaylaştırır.
Canli doguranlar günümüzde en iyi
bilinen ve akvaryum hobisi için milyonlarca yetistirilen tür
baliklardir. Canli doguranlar denince hemen akla Lepistes,
Plati, Kiliçkuyruk ve Moli gibi baliklar akla gelir.
Adi üstünde canli doguran baliklarin yavrulari canli olarak dogar. Yumurtalar
annenin vücudunun içindeyken döllenir ve yumurtanin gelismesi ve yavrunun yumurtadan
çikmasi annenin vücudunda tamamlanir. Yavrular anne tarafindan 'dogurulduktan'
hemen sonra yüzmeye ve beslenmeye baslarlar.
Çogu canli doguranlar grup halinde yüzmeyi severler, bu yüzden ayni türden
birkaç taneyi bir arada tutmak gerekir. Grupta disiler erkeklerden daha fazla
olmali yoksa erkekler disileri çok fazla kovalayip (çiftlesmek için) onlarin
yorulmalarina ve gücsüz düsmelerine yol acabilir. Akvaryumlarinin arka ve yanlari
sikca bitkilendirilmis ve orta kisiminda ise bolca yüzme mesafesi birakilmalidir.
Bitkisel maddeler çogu canli doguranin besin kaynaklarinin onemli bir kismini
olusturur (Özellikle Molilerin).
Bir disi ve bir erkek canli doguranin bulundugu her akvaryumda bu baliklar
ürerler. Canli doguranlar genellikle akvaryumseverlerin ilk ürettigi baliklar
arasindadir. Uretmek icin hamile baligi ayirmak yeterlidir, isin geri kalan
kismini disi balik halleder.
Eger karma akvaryumunuzda birkaç yavru yetistirmek istiyorsaniz, akvaryumcularda
satilan canli doguran uretme kutularindan alabilirsiniz. Bunlar plastikten
yapilmis küçük iki kompartmanli su yuzeyinde duran kutulardir. Ana hucreye
hamile canli doguran konur ve dogum yaptiginda yavrular deliklerden ikinci
kompartmana inerler ve anne tarafindan yenilmeden kurtulurlar. Fakat dikkat
edilmesi gereken bir husus yavrular dogumdan birkaç saat sonra iyice hareketlenince
bir yolunu bulup tekrar ana hücreye girip annelerine yem olabilirler, bu yüzden
hamile baligi hücreye koyduktan sonra devamli dogumun yapilip yapilmadigini
kontrol etmek lazim ve dogum biter bitmez anne baligi hücresinden çikarin.
Iri canli doguranlar bu hücrelerden hic hoslanmazlar. Özellikle velifera gibi
turleri bu hücrelere koyarsaniz hemen hemen her seferinde yavrularin ölü dogmasina
neden olursunuz.
Diger dogal üretme yolu ise hamile baligi kendi küçük, çok bitkilendirilmis
(fazla yaprakli bitkilerle) bir akvaryuma koyarak, burada dogum yapmasini beklemektir.
Bu yöntemle hem hamile balik daha sakin olur hemde benim deneyimlerime dayanarak
daha fazla yavru kurtaricaginizdan eminim. Ayrica bu akvaryumda yavrularida
büyütebilirsiniz.
Ayrica arada sirada (tabii bu akvaryumunuzunda baska ne tür baliklar olduguna
bakar) karma akvaryumunuzdan yeni dogmus yavrulari kurtarabilirsiniz. Yavrular
dogduklari zaman yumurtlayan baliklarin yavrularina nazaran daha gelismis ve
iri olduklarindan beslemede hiç zorluk çekilmez. Canli doguran yavrulari hazir
toz yavru yemlerini veya iyice ufalanmis pul yemleri rahatlikla yer ve gelisirler.
Belli basli canli doguranlar:
Kiliçkuyruk (Xiphorus helleri)
Plati (Xiphorus variatus ve Xiphorus maculatus)
Lepistes (Poecilia )
Moli (Poecilia schenops)
Velifera (Poecilia velifera)
Platy
Barışçıl
bir balıktır ve akvaryumdaki diğer balıklarla iyi anlaşır. Pul yemler ve
su yosunları ile beslenir, sudaki tuz oranın biraz yüksek olması platy için
daha iyidir. 18 - 26 derece su sıcaklığı ve PH seviyesinin 6.9-8.2 arasında
olması uygundur.Beslenmesi çok kolay olan bir balıktır akvaryum tecrübesi
az olanlar yada yeni başlayanlar için tercih edilebilir.Aynı zamanda platiler
canlı doğuranlardır ve üretimi çok kolaydır. Bir seferde 20-40 yavru doğurabilir.
Yavru doğduktan sonra yavruluk içine taşınabilir yada akvaryumun sık bitkilerle
dekore edilmesi yaşama şanslarını yükseltir. Yavru platy algleri ve yem artıklarını
yiyerek büyüyebilir extra bir çabaya gerek yoktur.(eğer akvaryumdan yavruluğa
veya yavrular için hazırlanmış bir akvaryuma taşımak istemiyorsanız)Erkek
ve dişi ayrımı çok kolaydır dişiler daha büyük ve yuvarlaktır. Erkeklerin
kuruk kısmı siyahi ve anüste bir yüzgeç bulunur.
Görünüş:
Yuvarlak, küçük ve sevimli balıklardır. Canlı renkleriyle karma akvaryumlara
renk katarlar. Seçici üretim yöntemleriyle çok çeşitli renkte ırklar
türetilmiştir. Genelde en yaygın olanları kırmızı renklileridir.
Cinsiyet ayrımı:
Erkekler daha küçük ve canlı renklidirler. Ayrıca erkeklerin gonopodları
vardır.
Beslenme:
Kaliteli kuru yemler, yosun.
Gerekli akvaryum şartları ve bakımı:
Hem kendi türleriyle, hem de diğer türlerle iyi geçinen barışçıl balıklardır.
Bitkilendirilmiş, sakin ve küçük balıkların yaşadığı her türlü karma akvaryuma
kolaylıkla uyum sağlayabilirler.
En az 2 çiftlik gruplar halinde bakılmaları önerilir. Lepistes, ay moli
gibi diğer barışçıl canlı doğuranlarla ve neon balığı, rasbora, labirentliler
ve bazı cüce çiklitler gibi küçük sakin balıklarla birlikte yaşayabilirler.
Akvaryumlarının cryptocoryne wendtii, vallisneria spiralis, anubias barteri,
vesicularia dubyana ve sagittaria gibi dayanıklı türlerle bitkilendirilmesi
önerilir. Salvinia, lemna minor (su mercimeği) ve pistia gibi su üstünde
yüzen bitkiler yavru platilerin saklanmaları ve beslenmeleri için çok yararlı
olurlar. |
Üreme:
Doğurmak üzere olan dişiler iyi bitkilendirilmiş küçük bir akvaryuma
ayırılarak yavruların çoğu kurtarılabilir. Yetişkin balıklar genellikle
kendi yavrularını yemezler. Dişiler her seferinde 10-50 arasında yavru
balığı canlı olarak dünyaya getirirler. Yavru balıklar toz yemler ve
artemia larvalarıyla beslenebilirler. Cinsel olgunluğa 3-4 ayda ulaşırlar.
Çok kalabalık olmayan karma akvaryumlarda da doğan yavruların bir kısmı
kendilerini kurtarıp erişkinliğe ulaşabilirler. |
|
Molly
Barışcıl
ve diğer balıklarla iyi geçimlidir. Siyah ve beyaz yada karışık renkli kadifemsi vücüt ve yarım ay seklinde
kuyrukları vardır. Yetişkin bir black molly 10 cm. uzunluğuna erişebilir.
Bazen sürüler halinde orta seviyede yüzerler, bakımı kolaydır iyi filitrelenmiş
akvaryum ister. Yeşillik ve pul yem yer.Canlı doğuranlardır. Yavrularda genellikle siyah
yada beyaz renkli olduğu için diğer balıklar tarafından yenilme olasılığı yüksektir.(eğer
akvaryumdan çıkarmayı tercih etmiyorsanız) Zeminin siyah çakılla kaplanması
ve arsız bitkiler hayatta kalmalarına yardımeder.Erkek Black molly' lerin
sırt yüzgeçleri uzun ve sivridir dişilerin ise küçük ve yuvarlaktır.
Görünüş:
Özellikle erkekler ince uzun, dişiler biraz daha topludur. Karışık renklerde
ve beneklileri de olmakla birlikte en beğenilen ırklar simsiyah olanlarıdır.
Bizde ay moli olarak tanınan, kuyrukları ay biçiminde olanları da vardır.
Cinsiyet ayrımı:
Genelde yüzgeçleri daha gelişkin olan erkekler dişilere göre daha ince
uzundurlar ve gonopodları vardır.
Beslenme:
Spirulina yosunu da içeren kaliteli kuru yemler, yosun. Tubifex kurtları
kesinlikle verilmemelidir.
Gerekli akvaryum şartları ve bakımı:
Hem kendi türleriyle, hem de diğer türlerle iyi geçinen barışçıl balıklardır.
İyi bir yosun yiyicisidirler. Güneş ışığı alan geniş ve bol yosunlu akvaryumlarda
daha iyi gelişirler. Soğuğa ve ani ısı düşmelerine karşı hassastırlar;
çok çabuk beyaz benek veya mantar hastalıklarına yakalanabilirler. Mantara
karşı dirençlerini arttırmak için akvaryuma her 3 litre için 1 çay kaşığı
tuz atmak yararlı olur.
Diğer canlı doğuranlar ve melek balığı, mozayik gurami gibi fazla hızlı
yüzmeyen sakin balıklarla beraber yaşayabilirler.
Moliler oldukça kısa ömürlüdürler; akvaryum şartlarında nadiren üç yıldan
uzun yaşarlar. |
Üreme:
Yetişkin moliler oldukça doğurgandırlar ve genellikle yavrularını
yemezler. Eğer akvaryumda başka türlerden balıklar da varsa salvinia,
lemna minor (su mercimeği) ve pistia gibi su üstünde yüzen bitkiler yavruların
saklanmaları ve beslenmeleri için uygun ortam yaratırlar. Ancak yavru
moliler siyah renkleri nedeniyle çok çabuk dikkat çekip yem olabilirler.
Toz yemlerle beslenebilirler. Akvaryumda yosun bulunuyorsa ve düzenli
su değişimleri aksatılmıyorsa (örneğin haftada bir %15) çok çabuk gelişirler.
|
|
Balon Molly, Poecilia latipinna, Balloon molly, balon moli
Görünüs: Alt
cene kisimlarindan baslayarak son yüz gece kadar karinlari sis bicimi
almislardir. Erkekler disilerden uzundur.Disiler de erkeklerden biraz
topludurMolly nin de bir cok türü gelistirilmistir.Beyaz benekli
olanlari, tamamiyle siyah ve kuyruklari beyaz benekli
olanlarida vardir.
Cinsiyet ayrimi: Erkeklerde alt yüzgeclerde üreme organi bulunan Gonopodium ( afterflosse ) adi verilen erkeklik üreme organi bulunur,disilerde ise alt kisimda ücgen bicimi almis anal bir organ
vardir.
Beslenme: Pul yem yada yaprak dedigimiz kaliteli kuru yemlerdir.Yosun destekli
kuru yem verilirse daha uygun olur.Ayrica canli yosun ilede beslenirler
Üreme: Disilerrin dogumdan sonra yavrularini yedigi pek görülmez,disiler oldukca dogurgandir.10-30 ad arasinda yavru yaparlar.
Yasama ortami: Bitkili ve yosunlu akvaryumlari severler.Özellikle Black Molly ler (siyah Moli ) beyaz benek hastaligina karsi cok hassas baliklardir,ömürleri 3-5 yil arasida degisir.beyaz benek hastaligindan
direnci
yükseltmek akvaryum suyuna icin her 10 litre su basina 2 tatli kasigi kaya tuz katilir.
Lepistes
Barışcıl
ve diğer balıklarla iyi geçimlidir. Beslenmesi çok kolaydır her tür yemi
yiyebilir. Canlı doğuranlardır ve kolay yavrulatabileceğiniz bir türdür bir
seferde 20-40 yavru doğurabilir. Hamilelik süresinde ani ısı yükseltmesi
yaparsanız çabuk doğum yapar yavru lepisteslerin renkleri çok soluk olduğundan
kamufule şansları yüksektir ve sık bitkili akvaryumlarda hayatta kalma şansları
yüksektir(yarısı yada fazlası ölür eğer yavruluğa yada başka bir akvaryuma
alınmassa). Tabiiki tüm yavru balıklar için en önemli tehlikelerden biriside
akvaryumda yaşayan avcı türlerdir örneğin Melek balığı çok iyi bir avcıdır.Dişi
lepistes erkeğe göre daha dayanıklıdır. Genellikle akvaryum seviyesinin üst
ve orta kısımlarında yüzerler.Erkek lepistes çok renkli ve yelpaze kuyrukludur
boyu ise 4 cm. civarıdır. Dişi ise gümüş renklidir bazı türlerinde dişilerin
kuyrukları alacalı renklidir ve boyu 6 cm. civarıdır.(erişkin).
Görünüş:
İnce uzun balıklardır. Erkekler daha küçük ve renklidirler. Doğadaki basit
örneklerinden seçici üretim yöntemleriyle çok çeşitli renklere ve kuyruk
biçimlerine sahip gösterişli ırklar üretilmiştir. Dişiler genelde renksizdirler;
daha çok grinin açıklı koyulu tonlarını taşırlar.
Cinsiyet ayrımı:
Erkekler daha küçük ve renklidirler. Dişilerde anal yüzgeç üçgen biçimindeyken
erkeklerde gonopod adı verilen ince uzun üreme organına dönüşmüştür.
Beslenme:
Kaliteli kuru yemler.
Gerekli akvaryum şartları ve bakımı:
Çok çeşitli su şartlarına uyum sağlayabilen oldukça dayanıklı balıklardır.
Yanlız düzenli su değişimleri ihmal edilmemelidir. Örneğin: 2 haftada bir
%15-20 oranında eski akvaryum suyu dipten çekilerek yerine en az 2 gün
dinlenmiş musluk suyu. Musluk suyundaki kloru ve ağır metalleri nötralize
etmek için dinlenmiş suya iyi bir su hazırlayıcı (örn. BioPlast AquaClean)
eklemek yararlı olacaktır.
Lepistes, bir grup balığıdır; en az 6'lık gruplar halinde gruplar halinde
bakılmaları önerilir. Bir erkeğe iki dişi düşebilir. Dişi sayısının erkeklerden
fazla olması sürekli erkekler tarafından kovalanan dişilere ara sıra dinlenme
şansı verecektir.
Lepistesler, plati, neon balığı, rasbora gibi diğer küçük sakin balıklarla
bir arada tutulabilirler. Akvaryum yeterince büyükse ramirezi, kakadu ve
agassizi gibi cüce çiklitlerle de beraber beslenebilirler.
Bol bitkili akvaryumlardan hoşlanırlar. Akvaryumculuğa yeni başlayanlar
için de önerilebilecek bazı bitki türleri: Cryptocoryne wendtii, vallisneria
spiralis, anubia barteri, vesicularia dubyana. Salvinia, lemna minor (su
mercimeği) ve pistia gibi su üstünde yüzen bitkiler yavru lepisteslerin
saklanmaları ve beslenmeleri için çok yararlı olurlar.
Üreme
Çok kolaydır. Kullanılacak akvaryum en az 20 litrelik olmalıdır.
Dişiler ortalama ayda bir, 10-40 arasında yavru balığı canlı olarak dünyaya
getirirler. Daha çok genç dişiler kendi yavrularını yeme eğilimindedirler.
Toz yem de yiyen yavrular, yumurtadan yeni çıkmış artemia larvalarıyla
beslenebilirlerse çok daha hızlı gelişirler. Dişiler üç ayda, erkekler
daha da çabuk cinsel olgunluğa ulaşabilirler.
Stresli bir ortam, örneğin akvaryumda rahatsız edici kuyruk yiyen balıkların
bulunması, lepisteslerin sağlığını olduğu kadar dişilerinin düzenli yavrulayabilmelerini
de olumsuz yönde etkiler.
Kılıç kuyruk
Barışcıl
ve diğer balıklarla iyi geçimlidir. Yeni başlayanlar için uygun bir balıktır.
Su seviyesinin her kısmında yüzerler. Suyun tuz oranının biraz yüksek olması
çok iyidir. Su sıcaklığının 18-27 derece PH değerinin 7-8.3 olması gerekmektedir.Canlı
doğuranlardır.Yavruların bitkili bir ortamda olması çok önemlidir çünkü ebeveynleri
onların varlığını anladıkları taktirde hemen hemen hepsini yiyeceklerdir
bu yüzden yavruları görür görmez yavruluğa yada başka bir akvaryuma aktarın.Erkek
kılıçkuyruğun anal yüzgeçleri vardır ve adınıda aldığı gibi kuyruğunun alt
kısmından sivri kılıça benzer bir kuyruk uzantısı vardır. Dişiler ise daha
çok büyür ve vücudları yuvarlakımsıdır.
Görünüş:
İnce uzun balıklardır. Erkeklerde kılıç şeklinde kuyruk uzantısı bulunur.
Çeşitli renklerde ırklar üretilmesine rağmen halen en tanınmışları
kırmızı renklileridir.
Cinsiyet ayrımı:
Kılıç şeklinde kuyruk uzantıları olan erkekler daha ince ve küçüktürler.
Beslenme:
Kaliteli canlı ve kuru yemler, yosun.
Gerekli akvaryum şartları ve bakımı:
Genelde diğer türlere karşı barışçıl balıklardır. Erkekler kendi aralarında
kavgacıdırlar. Genellikle akvaryumdaki en büyük ve güçlü erkek diğerlerini
ezerek hükmeder. Bu yüzden akvaryum çok büyük olmadığı sürece ya bir tek
ya da saldırganlığın farklı hedeflere dağılması için en az 4 kılıçkuyruk
erkeği bulundurulması önerilir.
Yüzmek için açıklıkları da bulunan iyi bitkilendirilmiş ve su dolaşımı
güçlü akvaryumlardan hoşlanırlar. Salvinia, lemna minor (su mercimeği)
ve pistia gibi su üstünde yüzen bitkiler yavru kılıçkuyrukların saklanmaları
ve beslenmeleri için çok yararlı olurlar.
Yaşlı veya parazitlerin saldırısına uğramış dişilerin bazen cinsiyet değiştirerek
erkekleştikleri görülür.
Kılıçkuyruk, sayika (cichlasoma sajica) ve ateş ağız (cichlasoma meeki)
gibi orta boylu ve nispeten barışçı çiklitlerin yanında da en az 4'lü gruplar
halinde beslenebilir. Ancak bu çiklitlerin yanında kılıçkuyruk yavrularının
kurtulma şansları yok sayılır. Grup halinde yüzen küçük sürü balıkları
bu tür çiklitlerin kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlarlar. Böylece
daha az saklanıp canlı renklerini ortaya çıkarabilirler.
Üreme:
Üretimin yapılacağı akvaryum en az 50 litrelik olmalıdır. Dişiler
her seferinde 30-100 arası yavru dünyaya getirebilirler. Yetişkin balıklar
zaman zaman kendi yavrularını yiyebilirler. Su üstünde yüzen bitkiler
yavru balıklar için sığınak görevi yaparlar. Yavru balıklar toz yemlerle
ve/veya küçük canlı yemlerle bütütülebilirler.
Velifera
Doğada nehir ağızlarındaki acı sularda
yaşadıkları için tuzlu suya uyum sağlamışlardır. Akvaryumlarına
litre başına 2-3 g tuz atmak gerekir. İyi gelişebilmek
için geniş ve yosunlu akvaryumlar gerektirirler. Dar
akvaryumlarda erkeklerin sırt yüzgeçleri yelken şeklinde
gelişemez. Akvaryum başına bir yetişkin erkek bulundurmak
önerilir, aksi halde baskın erkek diğerlerini sürekli
hırpalar. Yavrular da yetişkinleri gibi, en az 160 litrelik
geniş akvaryumlar gerektirirler. Küçükken artemia destekli,
sonradan da özellikle bitkisel yemlerle beslenmelidirler.
İki erkek için bu balıklara genii akvaryum
gerekmekte.Kendinden ufak olan ( kılıckuyruk, lepistes vs... )
balıkların kuyruklarını yerler yem yedirmezler bizaman sonrada balıklar
zayıflayıp ölürler.Bu yüzden bu balıkları yalnız yada molylerle besleyin
(molylerde hafif tuzlu su sevdiklerinden hicbir problem olmaz) bir
erkege enaz 3-4 dişi olarak bakılmalıdır.
Veliferalar, özellikle erkeklerinin gelişmiş
üst yüzgeçleriyle diğer erkeklere yaptıkları gövde gösterileriyle ve
dişilerine yaptıkları kur sırasındaki danslarıyla canlı doğuranlar
akvaryumlarına renk katarlar. Moli cinsindeki diğer balıklarla çiftleşip
yavru verebilme özelliğiyle çok çeşitli renk, doku, yüzgeç
özelliklerine sahip farklı varyeteler elde etmenize olanak sağlaması da
akvaryumseverleri veliferalara bağlayan önemli etkenlerden biridir.
Bilindiği gibi velifera canlı doğuranlar
arasında en zor üreyen türdür. Ancak bu türün istediği koşulları
sağlayabilirseniz bir lepistesten aldığınız kadar yavru alabilirsiniz.
Veliferanın üretimi için en çok dikkat etmeniz gereken nokta akvaryumun
büyüklüğüdür. Çünkü velifera ancak büyük akvaryumlarda üreyebilmekte.
Üretim için benim kullandığım akvaryum 180 lt'likti. Bunların dışında
akvaryumun bol bitkili olması ve akvaryumun sakin bir yere
yerleştirilmesi veliferanın üretimi için en önemli unsurlardır. Devamlı
önünde koşuşturan insanların bulunduğu bir akvaryumda veliferanın
üretimi neredeyse imkansızdır. Bu koşulları sağladıktan sonra akvaryuma 3
erkek 4 dişi koyun bunlardan eş tutanlar olacak ve dişilerinizden biri
veya bir kaçı yavrulayacaktır.
Görünüs:
Dogada nehir agizlarindaki aci sularda yasadiklari için az tuzlu suya
uyum saglamislardir. Akvaryumlarina litre basina 2-3 g tuz atmak
gerekir. Iyi gelisebilmek için genis ve yosunlu akvaryumlar
gerektirirler. Dar akvaryumlarda erkeklerin sirt yüzgeçleri
yelken seklinde gelisemez. Akvaryum
basina bir yetiskin erkek bulundurmak önerilir, aksi halde baskin erkek
digerlerini sürekli hirpalar. Yavrular da yetiskinleri gibi, en az 240 -
300 lt. genis akvaryumlar gerektirirler. Küçükken artemia destekli,
sonradan da özellikle bitkisel yemlerle beslenmelidirler.
Cinsiyet ayrimi: Erkeklerin üst yüzgecleri disilere göre daha genis ve renklidirler. Didilerde gonopodium yüzgecleri vardir.
Beslenme: Genelde hersey yerler, Yavrular için yosun, toz yem ve artemia
Üreme: Bilindigi gibi velifera canli doguranlar arasinda en zor üreyen türdür. Ancak bu türün istedigi kosullari saglayabilirseniz bir lepistesten
aldiginiz
kadar yavru alabilirsiniz.
Veliferanin üretimi için en çok dikkat etmeniz gereken nokta akvaryumun
büyüklügüdür. Çünkü velifera ancak büyük akvaryumlarda üreyebilmekte.
Üretim için benim kullandigim akvaryum 180 lt'likti. Bunlarin disinda
akvaryumun bol bitkili olmasi ve akvaryumun sakin bir yere
yerlestirilmesi veliferanin üretimi için en önemli unsurlardir. Devamli
önünde kosusturan insanlarin bulundugu bir akvaryumda veliferanin
üretimi neredeyse imkansizdir. Bu kosullari sagladiktan sonra akvaryuma 3
erkek 4 disi koyun bunlardan es
tutanlar olacak ve disilerinizden biri veya bir kaçi yavrulayacaktir.
Yasama ortami: 6 yil kadar yasarlar. Erkekler 12 cm, disiler 18 cm ye kadar bübüye bilecekleri icin, fazla yere ictiyac duyarlar.Bitkilendirmede sert yaprakli bitkileri kullanin. Velifera ( Poecilia velifera ) nin disleri vardir.
Canlı doğuran Akvaryumuza burada ki balıklardan 1 erkek , 2 veya 3 dişi olacak şekilde ve akvaryumumuzun büyüklüğüne göre balıklarımızı seçebiliriz. Akvaryumuzun aynı zamanda minimum 1 adet vatoz ve ve 1 adet çöpçü balıklarına da ihtiyacı olacaktır.
Şimdi balık türlerimizi az çok tanıdık,
Öncelikle akvaryumunuzu kuracağınız yeri belirlemeniz gerekmektedir.
Akvaryumu kuracağınız yer;
- Pencereye çok yakın olmamalı,
- Günde 2 saatten fazla direk güneş ışığı almamalı,
- Elektrik tertibatının zorlanmadan ulaşılabileceği,
- Oturma ve seyir zorluğu yaşanmayacak,
- Uygun yükseklikte ( tabanı yerden 80 - 90 cm yüksek olmalı. )
bir yer olmalıdır.
Satın almanız gereken ilk malzemeleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Akvaryumu kuracağınız yere uygun bir akvaryum. ( Akvaryumunuzu alırken beslemek istediğiniz balıkların gereksinimlerini lütfen göz önünde bulundurunuz. Yeni başlayanlar için 70-90 litre bir akvaryum yeterli olacaktır. )
- Yeterli debide bir filtre,
- Hava pompası,
- Yedek süngerler,
- Yeterli miktarda hava hortumu, vana, check-valf, vantuz...,
- Akvaryumun litresi ile orantılı ısıtıcı,
- Akvaryum kepçesi,
- Akvaryum derecesi, ( cama yapıştırılan dijital dereceleri tercih etmeyin. )
- Zevkinize ve balıkların özelliklerine göre kum ve dekor malzemeleri,
- Metilen mavisi ve malahit yeşili,
- Ufak karantina akvaryumu. ( İlerleyen bölümlerde detaylı olarak anlatacağım. )
Akvaryum alırken dikkat edilmesi gerekenler;
- Akvaryumunuzu satın almadan önce mutlaka beslediğiniz türe karar vermeli ve o türe uygun bir akvaryum edinmelisiniz,öncelikle işe 40 yada 60 litrelik akvaryumla başlamanız sizin için daha iyi olacaktır,tecrübe kazandıkça akvaryum boyu ve balık türleri değiştirilebilir.
- Akvaryumunuzun şekil özellikleri tamamen zevkinize kalmış, fakat iç silikonlarını eliniz ile kontrol edip, bir pürüz veya boşluk olmadığından emin olunuz. Mümkünse akvaryumcudan su ile doldurmasını rica ediniz.
Akvaryum ve malzemelerimizi teemin ettik. Peki akvaryumu nasıl kurmalıyız?
- Akvaryumumuzu daha önceden belirlediğimiz düz bir zemine yerleştirelim,
- Akvaryum ve zemin arasına bir strafor koymakta yarar olacaktır. ( Hem direk akvaryumun sert yüzeye temasını engeller, hem de yüzeydeki ufak pürüzleri yok eder. ),
- Akvaryuma filtremizi ve ısıtıcımızı yerleştirdikten sonra dekor zevkinize göre hava taşınızı yerleştirebilirsiniz. ( Hava taşınızı ve hortumu vantuzlar ile akvaryumun tabanına sabitleyiniz. ),
- Daha sonra akvaryumun zeminine ince bir tabaka yıkanmış kumu serip, üzerine dekor ürünlerinizi yerleştirebilirsiniz,
- Dekor ürünlerinden sonra akvaryumun tabanını 3-4 cm yıkanmış kum ile kaplayınız.
Akvaryuma suyun konulması ve balıklar için uygun koşulların sağlanması;
- Akvaryuma suyu koymadan önce suyu dökeceğimiz yere bir kap, poşet, vb. koyarsak ve suyu o alana yavaşca dökersek, dekorun bozulmamasını sağlarız.
- Suyunuzu doldurduktan sonra, akvaryumunuzda bulunan bütün ekipmanları çalıştırınız. ( Filtre, hava pompası, ısıtıcı, vs. ) Ekipmanların eksiksiz ve sorunsuz çalıştığını gözlemledikten sonra, akvaryum su ısınızı çoğu balık için uygun olan 26 dereceye sabitleyiniz. ( Lütfen bakacağınız türe uygun ısı aralıklarını iyi araştırınız. Isıtıcınız ile birlikte bütün ekipmanları çalıştırırken dereceniz ile ısıyı kontrol ediniz. )
Bitkili tatlı su akvaryum kurulumu:
http://www.dailymotion.com/video/x7op98_akvaryum-kurulumu-akvaryum-kurma_news
http://www.youtube.com/watch?v=xWdH4APC7Dg&feature=player_embedded
Akvaryumumuzu kurduk, suyumuza bir kaç parça yem ilave ettik ve biyolojik dönüşüm başladı ve akvaryum hazır, balığımızı alırken nelere dikkat etmeliyiz?
şu linkleri de incelenizde fayda var dostlar.
http://www.akvaryum.kazikyeme.com/akvaryum_kurulumu.html
http://www.uzundil.com/hobi/akvaryum/akvaryum_kurulumu/58-akvaryum-kurulumu-nasil-olmalidir.html
Benim her konuda faydalandığım bir site:
http://www.akvaryum.com/Forum/default.asp
- Öncelikle bakımı kolay bir balık türü ile başlamanızı öneririm. Bu balıklar canlı doğuran türleri, japon balıkları olabilir.
- Birbirleri ile kavga eden türleri almayınız. Akvaryumcular sizleri yanlış yönlendirebilir. Lütfen araştırma yapmadan balık almayınız.
- Alacağınız balıkların vücut şekillerinde bir anormallik olmamalı, renkleri parlak, hareketli, yüzgeç ve kuyrukları sağlıklı olmalıdır.
- Mümkünse balık almadan önce akvaryuma bir miktar yem atarak balıkları gözlemleyiniz.
- Balık vücudunda benekler ve iplikçikler olamalı, balığın arkasında uzun dışkılar olmamalıdır.
- Balık kendisini kuma veya diğer malzemelere sürtüyorsa balıkta göz ile gözlemleyemediğiniz parazitler var demektir.
- Mümkünse yukarıdaki olumsuzlukların gözlemlendiği akvaryumlardan sağlıklı gözüken balıkları dahi almayınız.
Balıklarımızı aldık, akvaryumumuza nasıl koymalıyız?
- Öncelikle aldığımız balıkları poşet ile akvaryum suyuna koyup, balıkların yolculukta değişen ısıya alışmalarını sağlamalıyız. Balık poşetini akvaryumun içerisinde 15 - 20 dakika kadar bekletiniz,
- Daha sonra balıkların poşetini açarak bir kabın içerisine koyunuz ve akvaryumunuzdan azar azar bu kaba su ekleyiniz ve balıkları bu suda tekrar 15 - 20 dakika kadar bekletiniz,
- Bu alıştırma işlemleri bittikten sonra balıklarınızı kepçe ile akvaryumunuza koyabilirsiniz,
- Akvaryuma koyduğunuz balıkların strese girmemeleri için, ışıklandırmanın 4 - 5 saat kapalı kalmasında yarar olacaktır.
Başarılı bir akvaryum düzeni nasıl olmalıdır?
1.) Su sıcaklığı sabit olmalıdır.
2.) Yemleme hiç bir zaman aşırı yapılmamalıdır.
3.) Her zaman dinlendirilmiş su kullanılmalıdır.
4.) Akvaryumun bütün suyu asla değiştirilmemelidir.
5.) Akvaryumun litresi ve balık sayısı orantılı olmalıdır.
6.) Olur olmaz ilaç ve kimyasal kullanılmamalıdır.
Seyehate çıkacaksınız ne yapmalısınız?
- Su seviyesini en üst düzeye getirin,
- Filtre malzemelerini temizleyin,
- Isıyı ve ısıtıcıyı kontrol edin,
- Işıklandırma ve hava pompasını mümkünse timera bağlayın,
Uzun süreli yemleme:
Bu konuda en güvenilir yöntem bir tanıdığınızdan yemleme konusunda yardım almanızdır. Fakat piyasada haftalık yemler ve otomatik yemleme makineleri satılmaktadır. Bunlardan kullanabilirsiniz.
Balıklarımızın uygun şekilde beslenmesi:
Öncelikle beslemeyi düşündüğümüz türlerin doğal diyetlerini araştırıp, uygun yemler edinmeliyiz.
- Günde az miktarlarda en az 2 öğün yemleme yapınız.
- Yemlemeyi genelde aynı saatlerde yapınız.
- Fazla yem vermeyiniz.
- Miktar olarak ortalama toplam balık ağarlığının %2 si uygundur. ( günlük miktar öğün sayısına bölünmelidir. )
- Çeşitli markalarda ve çeşitli içerikli yemleri kullanmaya özen gösterin.
- Uzun süre tüketilmeyen yemleri akvaryumdan uzaklaştırınız.
*Bu bölümü koyu kırmızı yazma sebebim bu konuda yapılan hataların fazla olması ve en önemli konulardan birisinin bu olmasıdır.
Güncellenmeye devam edecektir...
1- Canlı doğuran akvaryumu nasıl olmalıdır?
Öncelikle akvaryumumuzun ölçüleri makalelerde yazanlardan mutlaka fazla olmalıdır. Çünkü akvaryumumuza bolca bitki ve kum koyacağız. Örneğin 70*30*40h ölçülerinde akvaryumumuzu aldık ve eve getirdik. Akvaryum tabanını bitkilere göre seçmeliyiz. Ben lav kırığını ele alacağım. Tabanı en az 3 cm kaplicak kadar lav kırığını aldık. ( Abilerimizden öğrendiğimiz bir yöntem var. Belirttiğim ölçülerdeki akvaryuma 3 cm.lik kum için: 70*30*3 = 6,3 den yaklaşık 6-7 litre kuma ihtiyacımız var. ) Lav kırığını akvaryuma yerleştirdik. Bitki seçimini göz zevkinize göre yapabilirsiniz. Bitkilerimizi de akvaryuma koyduk. ( Gübre olarak misket gübre ya da sıvı gübre kullanabilirsiniz. ) Size ideal bir canlı doğuran akvaryumu oluşturmuş olduk.
2- Balığım hamile ne yapmalıyım?
Yapılan en büyük hatalardan birisi hamile balığı yavruluğa ya da başka bir akvaryuma ayırmaktır. Bu balık strese girebilir ve doğurmadan ölebilir. Hamile balığa hiç dokunmayın. Normal yaşamına devam etsin.
3- Yavruları ayırmalı mıyım? Yavrular yem olur mu?
Yapılan diğer hatalardan birisi de yavruları yavruluğa ayırmaktır. Akvaryumunuzda canlı doğurandan başka tür yoksa kesinlikle ayırmayın. Balıklarınıza düzenli olarak yem verirseniz aç bırakmazsanız balıklarınız kolay kolay yavrularını yemezler. Yemeye kalkışsalar bile akvaryumunuz bitkili olduğu için yavrular hemen bitkilerin arasına girer ve yem olmaktan kurtulur.
Eğer canlı doğurandan başka tür varsa akvaryumunuzda yavrular doğduktan sonra (kesinlikle anne hamile iken anneyi değil) yavru akvaryumuna ayırmak. Yavru akvaryumunda bulunan su kesinlikle ana tankta ki su ile aynı olmalıdır. Oradan suyu doldurmalısınız.
4- Yavruları ayırmadım ama yem oluyorlar. Neden?
Telaşa gerek yok. Yavrularınızdan sağlıklı olanlar kendilerini zaten kurtarırlar. Ama sağlıksız olanlar yem olmaktan kaçamazlar. Böylece size sağlıklı bireyler kalır. İlerde bu sağlıklı bireylerin yavruları da sağlıklı olacağı için 2-3 nesil sonra yem olan yavru sayısı ayda 1-2'yi geçmez.
5- Hangi filtreyi kullanmalıyım?
Canlı doğuranlar akıntıyı pek sevmezler. Bu yüzden iç filtre kullanmanızı pek önermiyorum. Hem akıntı oluşturuyor hem de yavrular filtrenin içine kaçabiliyor. Canlı doğuranlar için pipo filtre ya da şelale filtre en sağlıklısı olur.
6- Lepisteslerime yem olarak ne vermeliyim?
Sera ve Tetra'nın pul yemlerini severek tüketiyorlar. Haftada 1-2 kere de artemia verirseniz çok iyi olur.
7- Dişi lepisteslerim ölüyor. Bunun sebebi nedir?
Az önce de belirttiğim gibi ortam değişikliğinden dolayı strese giriyorlar. Ayrıca ithal lepistesler ülkemizin sularına alışmakta zorluk çekiyorlar. Bu yüzden ölümler kaçınılmaz oluyor.
8- Dişi lepistes alırken neye dikkat etmeliyim?
Öncelikle balığın ithal olup olmadığını sormalısınız. İthal balık ise almanızı önermiyorum. Eğer ithal değil derse akvaryumda ki balıklara bir bakın. Kuyruğu yenmiş balık sayısı fazla mı diye. Kargo ile geldikleri için açlıktan birbirlerinin kuyruklarını yiyebiliyorlar.
İthal balık olmadığına inandık. Öncelikle balığın hamile olmamasına dikkat etmeliyiz. Balık ortam değişikliğinden strese girecek. Hamile balıklar çok hassas oluyorlar ölümleri kaçınılmaz oluyor.
Alacağımız lepistesin hastalığı olmadığını, ithal olmadığını ve hamile olmadığını gördüysek balığımızı kolaylıkla alabiliriz.
Örnek Akvaryumlar: (Resimleri ekleyemedim sorun var kusura bakmayın. Link olarak koyacağım.)
http://img240.imageshack.us/i/lep3xf1.jpg/#q=lepistes%20akvaryumu
http://img291.imageshack.us/i/pict0035go9.jpg/#q=bitkili%20lepistes%20akvaryumu
http://img87.yukle.tc/images/1800IMG_0114.jpg
http://img452.imageshack.us/i/yanuv7.jpg/#q=bitkili%20lepistes%20akvaryumu
http://www.aquabotanic.com/contest2004/tank_36/resized/Picture%20392.jpg
Canlı Doğuranlar Yavru tankı kurulumu;
Öncelikle ayrı bir akvaryum sahibi olmalıyız. Bu akvaryumumuz yavru tankımız olacak.İdeal bir canlı doğuran yavru tankı 50*30*30 yada türevleri olabilir.Bu akvaryumu ne kadar büyük tutarsak o kadar rahat ederiz.Nitekim belirtmek gerekirse büyük akvaryum bakımı, küçük akvaryum bakımından daha kolaydır.
Akvaryumumuzda mümkünse kum v.b. dekoratif malzeme kullanmamalıyız. İlla kullanma isteğindeysek ince bir tabaka kum ve bir kaç taş ile dekoru mümkün olduğunca az yapmalıyız.Nitekim dekorlu yavru tanklarında dip çekimi büyük sorun yaratabilir. Pozitif olarakta dekor olan akvaryumlarda yavru balıklar saklanacak yer bulacaklar, strese girme olasılıklarıda doğal olarak düşecektir.
Kullanacağımız filtre ya pipo yada şelale tipi olmalıdır. Bu filtrelerin emiş borusunun başına küçük bir sünger koyularak olası yavru çekme ihtimallerini ortadan kaldırmış oluruz. Bu tarz filtrelerde debi sorunu yaşanmayacağı için tercih sebebi öncelikli olmalıdır. Ama elimizde iç filtre varsa ve kullanmak istiyorsakta filtremizin alt tarafına tül,kadın çorabı v.b. bir malzeme sarılarak yavru çekmesi önlenebilir. İç filtrede asıl sorun debi olabilir. Debiyide vana takarak minimal seviye indirmek gerekmektedir.
Akvaryumumuz ısıtıcısız olmaz. Tropikal tür olan canlı doğuranlar sıcaklık olarak 26-27 dereceleri severler.Temin edeceğimiz mümkünse termostatlı bir ısıtıcı işimiz görecektir. Isıtıcı alırken dikkat etmemiz gereken husus termostatlı olması ve akvaryum ebatımıza uygun watta olup olmamasıdır.Sıcaklık değişimi balıkları olumsuz yönde etkilemektedir.
Kullanacağımız suya gelince; 2/4 ü ana tanktan alınmak kaydıyla dinlendirilmiş su ile akvaryum doldurulmalıdır. Ana tanktan aldığımız 2/4 oranlı su bize akvaryumdaki suyun oturuşmasını kolaylaştıracak,yavrulara kısa sürede sağlıklı ve güzel bir ortam sağlayacaktır.Suda kimyasal kullanmamaya özen gösterilmeli,kullanılacaksada prospektüse uygun minimal seviyede kullanılmalıdır. Su değişimleri dinlendirilmiş su ile yapılmalıdır.
Yavruların bakımı;
Yavrularımızı yukarıda bahsettiğim gibi hazırladığınız akvaryuma koyduk. Balıkların en hızlı geliştikleri dönem yavru dönemidir. İşte bu zamanda kullanacağınız ilaçlar,yemler onların gelecekte olgunlaştıklarında çok daha güzel, çok daha sağlıklı olmalarına yarayacaktır.Bu hususta kalitesiz,besin değeri düşük yemler kullanmamalıyız. Kaliteden ödün vermemeliyiz. Canlı doğuran yavrularının beslenmeleri çok basittir. Yavrular hemen hemen her yemi kabul ederler.
Yavru yemlemesini ele alıcak olursak; yeni doğmuş yavrular ilk bir hafta artemia ile beslenilebilir.Ancak günümüzde üretilen kaliteli kuru yemler canlı doğuran yavrularının hemen hemen bütün besin değerlerini içerirler. Yani artemia vermek zorunda değiliz.
Şimdi bu konuda ben sadece kuru yemleri (pul,granür,stick v.b.) ele alacağım. Akvaryumcumuzdan yada artık büyük alışveriş mağazalarından da kolaylıkla bulabildiğimiz kaliteli kuru yemlerden temin edeceğiz.Burada herhangi bir marka ismi zikretmek istemiyorum. Nitekim kalite olarak sayılabilecek üç beş adet firma mevcut.Bu firmaların arasından kişisel olarak seçimler yapılabilir.Bu seçimlerde dikkat edilmesi gereken husus, bu firmaların canlı doğuranlar için özel ürettikleri yemlerden, yavrular için özel ürettikleri yemlerden almaktır.Bu yemler harmanlanıp yavru balıkların kolayca alabileceği ufaklığa (bir havanda karıştırıp,ezebilirsiniz v.b.) getirmeliyiz.
Yavrular günde en az 4-5 kere az az yemlenmelidir.Bu sayı daha da arttırılabilir.Oluşturduğumuz yem karışımını balıklarımız 2-3 aylık olana kadar kullanabiliriz.
Dip çekimlerimize gelecek olursak; haftada bir dipten bir hortum yada dip çekme aparatı ile, normal akvaryumumuza bu işlemi yaparken ki dikkatimizden daha fazla dikkat ederek suyun ¼ ünü alacak şekilde yapacağız.
Yapılan araştırmalar sonucu; düzenli yapılan yemleme ve su değişimleri balıkların büyümelerinde önemli bir yeri olduğu kanısına varılmıştır.
Yavrularımız iki aylık olana kadar aynı tankta birlikte (dişi-erkek) beslenilebilir.Ancak gelecekte sağlıklı damızlıklar elde etmek amacı ile iki aylık olmuş canlı doğuran yavruları dişiler-erkekler olarak ayrılmalıdırlar.İki aylık olmuş canlı doğuranlar yavrularında fiziksel olarak dişi-erkek ayrımı basitçe yapılabilmektedir. Daha önce yapmış olduğum derlemelere göz atacak olursanız bu ayrımı kolaylıkla yapabilirsiniz.
Bir hatırlatma yapacak olursam; anal yüzgeçlere bakmamız yeterli olacaktır.Dişilerde anal yüzgeç yelpaze, erkeklerde tüpçük,boru şekilindedir.
Bu ayrımı gerçekleştirdikten sonra dişiler-erkeklerin ayrılıp farklı akvaryumlara alımı söz konusu olabilir. Yavru tankımız büyük ise bir aparatla ikiye bölünerek bu ayrım gerçekleştirilebilir. Ya da iki aylık olmuş erkek yavrular ana tanka salınıp, dişiler yavru tankında bakıma devam edilinebilinir.
canlı doğuran tatlı su balığım ne zaman doğurur
|
lepistes |
Canlı doğuran (Lepistes,molly,platy ,kılıç kuyruk v.b.)balığım ne zaman
doğurur?
Canlı doğuranlar en popüler ve en çok beslenen akvaryum
balıklarıdır.Çabuk yavruladıkları ve canlı doğurdukları için popülerliği
artmıştır.
Bu bağlamda en çok gelen sorulardan biride ‘Balığım ne zaman doğurur?
sorusudur. Buradan bu soruya genel manada cevap vermek için bir derleme
yaptım.
İlk olarak canlı doğuran familyası mensubu her tür ortalama bir aylık
(30 gün) bir gebelik süresi geçirirler. Bu gebelik süresi akvaryum
koşullarında ( su sıcaklığı,ph v.b.) üç aşağı beş yukarı sapmalar
göstersede fizyolojik açıdan aşırı bir sapma göstermez.
Canlı doğuranlarda gebeliğin en büyük belirtisi, anüs civarının
kararması ve karın bölgesinde bariz şişkinliktir. Bunu canlı doğuran
beslemeye karar vermiş yeni akvaryum severler bile kolaylıkla tespit
edebilirler.
|
plati |
|
plati |
Yukarıda ki resimde doğumu yaklaşmış (ortalama 5 gün) dişi lepistesleri
görmekteyiz. Bu aşamaya gelmemiş hiçbir dişi canlı doğuran doğum yapmaz.
Anlaşılan, balığınız resimlerdeki forma ulaşmadan doğurmayacağıdır
Yukarıda sağdaki resimde gebelik evrelerinin başında bir dişi kılıç
kuyruk görülürken, solda ki resimde doğumu yaklaşmış bir dişi
görülmektedir.
Balıklarınıza zaman veriniz ve gebelik süresince onları strese
sokmayınız. Unutmayınız ki doğum doğal bir döngüdür. Aceleci
davranmanız, telaşınız,korkunuz yersizdir.
Canlı doğuranlarda, resimlerde görüldüğü gibi balığın gebe olduğu
kolayca anlaşılabilmektedir. Anüs civarının koyulaşması ve karın
bölgesinin şişkinliğinin artmasıda doğum zamanının yaklaştığının
habercisidir.
=>Gebeliğin başlarında bir kılıçkuyruk. (Platy,molly,velifera
türlerinde görünüm aynıdır.Balığın doğumuna ortalama 17-25 gün vardır)
* * *Black molly ve Balon molly türlerinde gebelik daha zor
anlaşılmaktadır. Bu türlere sahip arkadaşlarıma tavsiyem balığın
fizyolojik değişimlerini gözetim altında tutmalarıdır.Fizyolojisinde
dikkat edilmesi gereken nokta karın bölgesindeki şişkinlik olmasıdır.
Black mollylerde ve balon mollylerde bu şişkinlik ve gebeliğin sonlarına
doğru anaç balığın durağanlaşması doğumun yaklaştığının
habercisidir.Balon molly besleyenlere ayrıca tavsiyem, balıklarının
normal durumlarından daha fazla karın bölgelerinin şişmesi (genişlemesi)
dikkat etmeleridir.Lakin balon molly türü zaten şişman karına sahip bir
türdür. Husus normal durumundan daha fazla şişkinliği
gözlemleyebilmektir.
Yukarıda da belirttiğim gibi bu yöntem ilerde kaliteli,sağlıklı damızlık balıklar yetiştirmemiz için %70 başarılı profesyonel yöntemdir.
Bütün yazıyı özetleyecek olursak;
1-Ayrı yavru tankımız olmalı.
2- Düzenli dip çekimi ve yemleme yapılmalı.
3-Dekor,kum v.b. mümkünse kullanılmamalı,kullanılırsada en az şekilde kullanılmalı.
4-Isıtıcı mutlaka olmalı, sıcaklık 26-27 derecede sabitlenmeli.
5-Yemleme sık sık, az az olmalı.
6-Kullanılan yemler kaliteli ve yavruların kolaylıkla yutabileceği büyüklükte olmalı.
7-Dip çekimi haftada bir düzenli yapılmalı.
Akvaryum Bakımı Nasıl Yapılır
Akvaryum Bakımı Temizliği Nasıl Yapılmalı ?
Akvaryumunuzda sağlıklı bir bitki örtüsü varsa akvaryum kumu
yıllarca temizlenmeden yerinde kalabilir. Akvaryum tabanında yavaş bir
su dolaşımı gerçekleştiren taban ısıtma sistemleri de (örneğin BioPlast
Thermo-Float-System) akvaryum kumunun kokuşmadan yıllarca sağlıklı
kalmasına katkıda bulunurlar.
Her gün:
Yemleme
Balıklarınıza günde 2 veya 3 kez birkaç dakika içinde
bitirebilecekleri kadar yem verin. Fazla yemlemek hem balıklar için
sağlıksızdır, hem de akvaryumunuzun çabuk kirlenmesine ve yosunlanmasına
yol açar.
Balıklarınızın sağlığını yerinde mi?
Balıklarınızın
davranışlarını ve iştahlarını bir gözden geçirin. Herhangi bir
anormallik bir hastalık belirtisi olabilir. Hasta bir balığı hiç zaman
geçirmeden küçük bir karantina akvaryumuna ayırmak gerekir. Gereken
ilaçlamalar bu karantina akvaryumunda yapılabilir. Balıklarınızın toplu
olarak yaşadığı esas akvaryumunuza kesinlikle ilaç atmayın; ilaçların
birçoğu akvaryumdaki yararlı bakterileri de öldürerek biyolojik dengeyi
bozar.
Su sıcaklığını kontrol edin
Termometreye bir göz atarak sıcaklığı
kontrol edin. Kaliteli bir ısıtıcı termostatın akvaryum sıcaklığını
ayarladığınız noktada yıllarca sabit tutabilmesi gerekir. Eğer
sıcaklıkta büyük oynamalar oluyorsa nedenini araştırmak, (ışıklandırma
sistemi yüzünden veya doğrudan güneş ışığı aldığı için de akvaryum belli
saatlerde ısınıyor olabilir) gerekirse daha kaliteli bir
ısıtıcı-termostat almak gerekir.
Filtre düzgün çalışıyor mu?
Su çıkışına bakarak filtrenizin
düzgün çalıştığından emin olun. Akvaryumunuza uygun kaliteli bir
filtrenin aylarca tıkanmadan ve yıllarca bozulmadan çalışabilmesi
gerekir.
Haftada bir:
Ön camdaki yosunların silinmesi
Yosunlanan ön camları cam
çizmeyen türden, sadece bu iş için ayırdığınız, kesinlikle deterjana
temas etmemiş bir keçeli bulaşık süngeriyle silin.
İki haftada bir:
Düzenli su değişimleri
Biriken artık maddelerin kısmen atılması
ve eksilen minerallerin tamamlanması açısından %20-25 oranındaki düzenli
su değişimleri çok önemlidir.
Bir akvaryum hortumu aracılığıyla akvaryumunuzun suyunun %20-25'ini
boşaltın. Bu suyu dipten çekerek akvaryum tabanında birikmiş tortuları
da temizleyebilirsiniz.
Boşalttığınız suyun yerine dolduracağınız, temiz bir kapta üzeri
açık dinlenmiş suya, balık sağlığını tehdit eden klor ve ağır metalleri
nötralize etmek için iyi bir su hazırlayıcı preparat ekleyin (örneğin 20
litre dinlenmiş su başına 5 ml BioPlast AquaClean). Akvaryumuzda bol
bitki, özellikle Echinodorus türleri varsa suda eksilen demiri
tamamlamak için dinlenmiş suya demirli sıvı gübre de eklemek (örneğin 50
litreye 5 ml BioPlast FerroPlant) yerinde olacaktır.
Büyük akvaryumlarda düzenli su değişimleri ayda bir de yapılabilir.
Önemli olan, su değişimlerini belirlenmiş periyoda göre düzenli bir
şekilde yapmaktır.
Hızlı uzayan bitkilerin budanması
Akvaryumunuzun arka planına
diktiğiniz hızlı uzayan, tek gövdeden yaprak veren bitki türlerini su
yüzeyine eriştikçe budamak gerekir. Bitki gövdesini, tepeden 15-20 cm
aşağıdan keserek akvaryum tabanına gömün; bir süre sonra kendiliğinden
köklenecektir.
Ön filtrenin temizlenmesi
Bazı akvaryumlarda, esas filtrenin
aylarca tıkanmadan çalışmasını sağlayacak, kolayca temizlenen bir ön
filtere düzeni bulunur. Bu ön filtrenin en azından iki haftada bir suda
çalkalanarak temizlenmesi yerinde olacaktır.
Ayda bir:
Akvaryum filtresinin temizlenmesi
Piyasada çeşitli filtre türleri
bulunur. Akvaryumun içine konan iç filtreler, akvaryumun dışına konan
dış filtreler vardır. En iyisi bilen birinin elinizdeki filtrenin nasıl
temizlenmesi gerektiğini size bir kez göstermesidir.
Filtrelerin çoğunda en azından üç işlevi gerçekleştiren filtre malzemeleri bulunur:
1. Kaba kirleri tutan, ince filtre malzemelerinin çabuk tıkanmasını önleyen (mekanik) kaba ön filtre malzemeleri
2. Üzerlerinde biyolojik arınmayı sağlayan yararlı bakterilerin kolonileştiği geniş yüzeyli biyolojik filtre malzemeleri
3. Filtrenin su çıkışından hemen önce yer alan, ince tortuları tutan (mekanik) ince filtre malzemeleri
Mekanik filtre: Biyolojik filtre işlevi olmayan ya da az olan, sudaki tortuları tutmak için kullanılan filtre
Mekanik
filtreler önce içi su dolu bir kovada kaba kirlerinden arındırılmalı,
sonra akar musluk altında iyice çalkalanarak temizlenmelidir. İnce
mekanik filtre malzemesi çoğu zaman yenisiyle değiştirilir.
Biyolojik filtre malzemesi, yerleşmiş bakteri kolonilerine zarar
vermemek için en iyisi eski akvaryum suyuyla hafifçe çalkalanmalıdır.
Biyolojik filtre malzemesi yenilense dahi içine bir miktar eski
biyolojik filtre malzemesinden katılarak aşılanmalıdır. Bu, yeterli
bakteri popülasyonunun çabucak oluşmasını sağlayacaktır.
Akvaryum bakımında dikkat edilmesi gereken ana maddeler aşağıdaki gibidir.
Akvaryum Suyunu Düzenli Değiştir.
Akvaryum içinde oksijeni eksik etme.
Akvaryumdaki balıklarına düzenli yem ver.
Akvaryumda düzenli dip çekimi yap.
Akvaryum ışıklandırmasını düzenli olarak aç-kapat.
Her balık için akvaryum boyutu değişir.Unutma.
Akvaryum temizliğinde kimyasal madde kullanma.
Akvaryum suyunun tamamını kesinlikle değiştirme.
Akvaryum balığın için en doğal ortamı sağla.
Kısaca bir özetleyelim:
Akvaryum suyunuzun periyodik olarak gerekli olan testlerin yapılması
ve böylece su kondisyonunuzun bilginiz dahilinde olması. Haftada bir
yada iki haftada bir 3/1 oranında su değişimi yapılması Süresi dolan
filtre malzemelerini mutlaka değiştirin. (Elyaf, Sünger..) Protein
Skimmer ın artık toplama kabını haftada bir mutlaka temizleyin. Bu daha
düzenli çalışmasını sağlayacaktır. Dip temizliğine dikkat edin ve
gerektiğinde dip sifonu yapın. Deniz akvaryumunun temel taşlarından
biride aydınlatmadır. Canlılarınızın sağlıklı olmasında etkisi vardır.
Gerekirse bir timer takıp geceleri otomatik sönmesini sağlayın. Musluk
suyu kullanmamaya özen göstermelisiniz. Aldığınız yeniz canlıyı
kesinlikle akvaryumunuza alıştırıp koymalısınız. Mevsimsel değişiklerde
akvaryum ısınızı sabit tutmalısınız.
BALIKLARDA HASTALIĞA NEDEN OLAN ETKENLER
• Bakteriler
• Virüsler,
• Parazitler
• Mantarlar
• Çevrenin fiziksel ve kimyasal özellikleri
• Yanlış yemlemenin neden olduğu metabolizma bozuklukları
• Genetik yapıya bağlı bozukluklar ve diğer faktörlerdir
Başlıca ve sık görülen Hastalık Adları
(1) Beyaz benek/ik
(2) Marine kadife
(3) Siyah benek
(4) Solungaç/deri paraziti
(5) barsak kurtları
(6) Mikroskopik enfeksiyonlar
(7) Yüzgeç çürümesi –
(8) tüberkloz
(9) Vibriosis
(10) Lymphocystis
(11) Ichthyophonus
(12) baş & yanal hat erimesi
(13) Zehirlenme
HASTALIK BELİRTİLER
Beyaz benek Beyaz grimsi benekler
Kuyruk kanat çürümesi Kuyruk ve yüzgeçlerde beyazlama
Mantar Beyaz iplikimsi oluşumlar
Ağız fungusu Ağız ve yanaklarda mantara benzer beyaz tabaka
Göz fırlaması Aşırı göz büyümesi ve fırlaması ( Genelde Japon balıklarında görülür)
Balık veremi Zayıflama, iştahsızlık, zayıflık, refleks azlığı
Kadife hastalığı Balığın üstünde ince bir toz bulutu gibi bir tabaka
Kara leke hastalığı Balık üstünde siyah noktalar
Neon hastalığı Balık üstünde sarımsı lekeler (Genelde Tetra ve Neon’larda görülür)
Solungaç hastalığı Su yüzeyinde yüzme, yem yememe ve solungaç kenarlarında beyazlık
Sümüklü deri hastalığı Hareket ve beslenmede isteksizlik
Balık biti Deri üstünde kamçılı parazitler
Actheres Ambloptitis Solungaçlarda tahribat ve deri üstünde parazitler
Gyrodactylus Yüzgeçlerde yıpranma, yer yer kızarmış bölgeler
Furunkulozis Deride şişmeler ve kabarcıklar, balıkta renk solması
Hexamita Zayıflama, iştahsızlık ve ani yüzme hareketleri
Kolomnaris Vücutta yuvarlak delikler ve kenarlarınsa sarımsı yapışkan bir madde
TEŞHİS İÇİN BALIKLARIN SU İÇİNDEKİ GENEL DAVRANIŞLARINI GÖZLEMLEYİN
Balıkların normal davranışlarını takip etmiş olanlar
hasta oldukları zamanı da sezinleyebilirler. Genelde hasta bir balığın
semptomları şunlardır:
* Balık yorgun, bitkin ve uyuşuk durumda mı?
* Balık aynı noktada bir ileri bir geri anlamsız bir şekilde sallanıp durur.
* Kaçma refleksi var mı?
* Yem alıyor mu?
* Yüzerken yan veya sırtüstü mü, sersem vaziyette Başı aşağı doğru mu duruyor?
*Yüzgeçleri yapışmış halde mi?
*Tank tabanında kayıyor halde mi yüzüyor?
*Tabanda yüzerken ürküyor mu?
*Suyun yüzeyinde mi kalıyor?
*Su yüzeyinden ağzını açarak hava yutuyor mu?
*Çabuk ve sık solunum yapıyor mu?
*Sudan dışarıya sıçrıyor mu?
*Balık yan yatmıştır ve filtrenin çekim gücüyle tankın içinde bir oraya bir buraya sürüklenir.
* Balığınız sürekli dipte kuma veya kaya dibine tutunmaya çalışıyormu?
Balığınızın *vücudunda beyaz noktalar varmı?
• Bu ve benzeri belirtiler dikkatlice incelenir ve kaydedilir.
Başlıca hastalıkları inceleyelim ;
Silikon Zehirlenmesi
Sağlıklı olduğundan emin olarak bir balık aldınız. Balığı tanka
koyduğunuzun ilk gününde en geç ikinci gününde yem yemeyi kesmişse, ve
aniden cansızlaşmışsa, pulları ve yüzgeçleri erimeye başlıyorsa aklınıza
gelecek ilk tehlike silikon zehirlenmesi olmalı. Silikonun iki çeşidi
vardır. İlki normal, balıkları öldüren silikon. Diğeri DIY storelarda
(Bauhaus, Bricolage, hatta Carrefour süpermarketinde bile
bulabilirsiniz) da satılan akvaryum silikonu, zaten tüplerin üzerindeki
balık resimlerinden de anlarsınız. Tankınızı imal eden kişi bundan
haberdar olmayabilir, satın aldığında yanında gözlüğü olmadığından
balık resimlerini görmemiş olabilir, veya 'yanlışlıkla' daha ucuz diye
normal silikon almış olabilir. Neden her ne ise, kabak balıklarınızın
başına patlayacak demektir. Bu belirtileri fark ettiğinizde balıkları
tanktan çıkartın. Su sıcaklığı cichlidler ve tropik balıklar için 24
C'dan başlayacağı için ısı dolayısıyla silikondan sızan gazlar
balıklarınızı yavaş yavaş öldürüyor demektir. Cansızlık ilk günden
itibaren başlar fakat gazlara karşı aşırı bir tepki gelişmez. Ölüm
yaklaştığında balığınızın pulları
soluk ve erimiş olur, yüzgeçleri ya yırtık gibidir, ya da erimiştir, ve
zor nefes alarak yan yatmış bir şekilde oradan oraya sürüklenir.
İzlenecek tek yol balıkları başka bir tanka koymak. İmkanınız varsa
daha iyi ve güvenebileceğiniz marka bir tank alın, yoksa tankınızı
tamir edin. Bir çakı veya bisturi yardımıyla kenarlardaki silikonları
en ufak bir parça kalmayacak şekilde kazıyın. Eğer parça kalırsa hava
kabarcığı yapar ve tankınız bittiğinde sızdırır, hatta tankınızı
patlatabilir. Ardından tankı yıkayın ki silikon zerrecikleri gitsin.
Kazdığınız yerlere aseton sürün böylece hem daha iyi temizlenecek yüzey
hem de silikon daha iyi tutacak. Akvaryum silikonu kenarlara sıkın,
başparmağınızla üzerine sadece bir kez bastırın, ikinci defa üzerinden
geçmeye kalkarsanız silikon pütürlenir ve kabarcık oluşabilir içinde.
Tankı en az 24 saat kuru olarak bekletin. Eğer tankınız 100 lt'den
büyükse en az 2 gün bekletin. Sonra denemek amacıyla içine su doldurun
ve en az bir gün bekletin. Boşluk bırakmışsanız su kenarlardan sızmaya
başlayacaktır, sızarsa yapılacak tek şey tekrar kazıyıp
silikonlamaktır.
Amonyum Zehirlenmesi
Balığınız sürekli olarak su yüzeyinde yüzüp ağzını sonuna kadar açıp
nefes almaya çalışıyorsa buna rağmen boğuluyormuş izlenimi veriyorsa
üstüne üstlük tankın suyu da koyu sarı ise balık amonyumdan
zehirleniyor demektir. Balık çoğunlukla yarı bilinçsiz ve halsiz olur,
etrafınada neler olup bittiğinin farkında değilmiş gibi görünür. Suyun
yüzeyinden sanki hava almaya çalışıyor gibi olduktan sonra dibe çöker
yavaşça, ardından tekrar ani bir fırlayışla su yüzeyine çıkar. Tüm bu
süreçte ağzını hep sonuna kadar açar ve solungaçları normalden çok
fazla çalışır. Gözler normalden koyudur ve balığın bütün rengi
olabilecek en koyu rengi alır.
Bu çok ciddi sonuçları olan bir zehirlenme şekli, balıklarınızın tümü
ölebilir. Test kitiniz yoksa amonyum patlamasını en iyi şekilde
sararımış sudan anlarsınız, su koyu sarı olduğunda ve bulanıklık
başlamışsa balıklarınız zehirlenmeye başlıyor demektir. Biraz garip bir
örnek olabilir, ama kafanızda daha iyi canlanması için idrar rengini
düşünün, idrara rengini ve genel olarak kokusunu veren amonyumdur.
İdrar kana bulaştığında zehirlenme meydana gelir, buna da en büyük etken
amonyumdur. Akvaryumlarda da durum çok farklı değildir. Amonyum en çok
yiyecek atıklarından ve pisliklerden açığa çıkar. Düzenli dip
temizliği yapmazsanız pislikler birikir ve gazlar sızmaya başlar. Su
idrar rengi ve kokusunu alır. Test kitiniz varsa aklınızda bulunsun,
amonyum seviyesi 1 ppm değerini kesinlikle aşmamalı. Tabii ısı ve pH
yükseldikçe amonyum değeri daha da az çıkmalı. Bu tip zehirlenme en çok
amonyumu parçalayacak aerobic bakterilerin henüz oluşmadığı veya çok
az sayıda olduğu yeni kurulmuş tanklarda görülür. Daha geniş bir
açıklama ve burada bahsedilen zehirlenme türlerini nasıl
önleyebileciğinzi öğrenmek için Yeni Tank Sendromu sayfasına bakın.
Balıklarınız amonyumdan zehirlendiyse bu tamamen sizin suçunuz sayılır.
Zehirlenmeye davetiye çıkartan ve özellikle yeni başlayanların en çok
tekrarladığı hatalar şunlardır:
Tanka gereğinden fazla yem atılması, balıklar doyunca dibe çöken yemler.
Çok az miktarda ve düzensiz su değişimleri.
Tankı daha ilk kurulduğunda ağzına kadar balıkla doldurmak.
Yetersiz kalan filtreleme veya havalandırma.
Amonyum zehirlenmesinin tedavisi yok, sadece durumu farkettiğinizde
acil önlem alabilirsiniz. Seçebileceğiniz 3 yol var. İlk yol hemen
balıkları temiz, tamamen yeni suyun bulunduğu bir tanka almak.
Alabileceğiniz başka tankınız mevcut değilse ikinci yola başvuracaksınız
demektir. Balıkların bulundukları tanka vakit geçirmeden su değişimi
yapın. Değişim miktarı en az %70 olmalı. Yeni suyun ısıtılmış olması
çok iyi olurdu, ama durumun aciliyetini göz önüne alarak, suyunuz sıcak
değilse ısıtmayı beklemeyin, soğuk su kullanın. Suyu mutlaka dipten
çekin, NH bileşikleri sudan ağır olduğundan dipte birikiyorlar,
yüzeyden alırsanız amonyum sifonlanmış olmayacak, sadece suya dağılmış
olacak. Amaç amonyumu en az seviyeye getirene kadar inceltmek. Balıklar
kendilerini boğulur gibi hissettiğinden çok güçlü bir havalandırma
koyun. Üçüncü yol amonyum, nitrit, ve nitrat seviyelerini 'anında'
düşürdüğünü iddia eden ilaçlar kullanmak. Sakın bunun için Tetra
Aquasafe kullanmaya kalkmayın, sivrizekanız burada pek işe yaramaz.
Aquasafe sadece su değişimlerinde kullanılan suyun klor, ağır metal, ve
amonyumunu yok ettiğini iddia ediyor, tankın içinde birikmiş olan
amonyumda kesinlikle kullanılmamasını tavsiye ediyor. Bu yollar içinde
en az güvenebileceğiniz yöntem kimyasal yöntemdir. İlaçlar seviyeleri
kısa süre için düşürürler, ama tekrar yükselmesine de genelde engel
olamazlar. O nedenle ilaçları sadece geçici olarak kullanın, yani,
ilaçtan hemen sonra büyük bir su değişimi uygulayın. Bu tip bir
zehirlenmede işinizi şansa bırakmayın ve en güvenilir olan ilk iki yolu
tercih edin. Amonyum seviyelerini düşürdükten sonra beklemekten başka
yapabileceğiniz birşey kalmıyor. Kurtulan kurtulacaktır, ama çoğunluk
büyük bir ihtimalle ölecektir.
Nitrit-Nitrat Zehirlenmesi
Yine tank kurulduğunun ilk haftalarında meydana gelebilecek bir
zehirlenme türü. Sağlıklı olarak aldığınızdan emin olduğunuz
balıklarınız birden cansızlaştığında, yem yemeyi kestiğinde sorun büyük
bir ihtimalle nitrit zehirlenmesidir. Tankınız oturmuşsa ve aynı
belirtileri görürseniz o zaman zehirlenme nitrat zehirlenmesi şeklinde
olur, çünkü zincir oluşmuştur fakat en son ürün olan nitrat
temizlenmemektedir. Sebebler genellikle fazla balık, fazla yem, az su
değişimi, az filtreleme veya havalandırmadır. Amonyum zehirlenmesinden
farklı olarak bu iki zehirlenme türünde balıkları kurtarma ihitmaliniz
çok daha yüksek, tabii önlem alamazsanız öleceklerdir. Belirtiler
genellikle halsizlik; yeme ilgisizlik: hiç yememesi veya yediğini
tükürmesi; stres belirtileri: yüzgeç erimesi, pul erimesi, rengin
normalden koyu olması, veya normalden açık olması, gözlerin kararması;
bir köşede durma veya saklanma çabalarıdır. Tankın suyu genellikle açık
veya çok açık sarı rengindedir. Bu zehirlenme şekli özellikle yüksek
pH isteyen balıkların başına gelebilir, çünkü her türlü amonyum,
nitrit, veya nitrat yükselmesine karşı çok hassaslar. Yukarıda
bahsedilen belirtileri farkederseniz, sularınız da sarımsı renkte ise
vakit kaybetmeden %40 ile %50 arası su değiştirin. Ardından da 2 hafta
boyunca 2-3 günde bir %20 su değiştirin. Suları dipten çekmeye özen
gösterin. Bunun dışında bir ilaç kullanmayın. Amaç balığı mümkün
olduğunca daha fazla strese sokmadan zehirlenmeyi atlatmasını sağlamak.
Balığığınızı güçlendirmek için bir conditioner kullanmanız iyi olur.
Genellikle balığınız çok hassas bir tür değilse ilk su değişimini takip
eden ilk günlerde düzelir. Ancak düzelme belirtiler görseniz bile 2
hafta boyunca yukarıda belirtildiği şekilde değişim yaparak tam sağlına
kavuşmasını sağlayın.
Yüzgeç Erimesi
Yüzgeçlerde, özellikle kuyrukta erime varsa, eriyen yüzgecin ucunda
pamuğumsu veya koyu renk bir şerit varsa buna yüzgeç erimesi (İngilizce
adı fin rot) denir. Yüzgeç erimesi özellikle stresten olur ve önemli
bir sebebin sonucu olarak gelişir. Yapılacak ilk iş balığı tedavi
etmeden önce yüzgeçlerinin erimesine sebep olacak kadar onu strese
sokan sebebi bulmaktır. Sebepler arasında nitrit-nitrat zehirlenmesi,
saldırgan bir balık, ciddi bir şekilde hastalanması, veya uzun bir
yolculuğa çıkması sayılabilir. Bunları kontrol edin.
Balıkların vücudunu kaplayan koruyucu tabakaları vardır. Onları elinizde
tuttuysanız vücutlarının kaygan olduğunu, ve balığı salsanız bile
kayganlığın bir süre parmaklarınızdan gitmediğini fark etmişsinizdir.
Bu koruyucu tabaka suda doğal olarak var olan birçok mantar veya
bakteriyi uzak tutar. Balık strese girdiğinde tabakanın salgılanması
sekteye uğrar veya tamamen engellenir. Zaten özellikle bu nedenden
dolayı balığınızı stresten uzak tutun denir çok yerde. Balığın doğal
kalkanı zayıfladığında veya yok olduğunda hastalıklara karşı savunmasız
hale geliyor. En çabuk kaptığı enfeksiyon da yüzgeçlerde gösterir
kendini.
Yüzgeç erimesini saldırgan bir balığın yüzgeçleri parçalaması ile
karıştırmayın lütfen. Bu tip saldırılar sonrası için yapılacak tedavi
için Yaralanmalar kısmına bakabilirsiniz. Yukarıda yüzgeç erimesine
sebep olabilecekler arasında saldırgan bir balığı kastemin nedeni
'saldırı hareketlerinin diğer balık üzerinde yarattığı stresten dolayı
oluşan erimedir'. Sürekli kaçmak zorunda kalmaktan veya saklanmaktan
dolayı balık strese girer,bir köşeye sıkışıp kalır ve yem yiyemeyecek
cesareti bile bulamaz kendinde. Genelde bu belirtileri erime takip
eder. Oysa yüzgeçler ısırıldığında uçları parçalanmış gibi durur, ama
parçalanmış kısımların ucunda pamuğumsu oluşumlar veya koyu kırmızı
renkte bir şerit yoktur. Erime görürseniz öncelikle fungal mı yoksa
bakteriyel bir enfeksiyon mu ona karar verin. İkisinin tedavisi
birbirinden farklı olacaktır. Fungal enfeksiyonlar genelde saldırı
sonrası stresi veya vücutta meydana gelen bir yaralanma sonrası meydana
gelirler ve bulaşıcı değillerdir, yani tüm tankı bu durumda
ilaçlamanıza gerek yoktur. Enfeksiyon oluşturabilecek mantarlar
arasında saprolegnia, achyla, aphanomyces, branchiomyces, ıchtyophonus
ve pythium gibi mantarlar vardır. Fungal enfeksiyonlarının görünüşleri
beyaz veya kirli sarı bir pamuğa benzer. Zaten Columnaris dışında
vücutta oluşan tüm pamuğumsu oluşumlar bir fungal enfeksiyondur.
Tedavisi bakteriyel enfeksiyonlarla karşılaştırıldığında nispeten
kolaydır. Balık elle tutulacak kadar büyükse onu elinize alın ve
etkilenen bölgelerin üzerine bir pamuk yardımıyla nazikçe metilen
mavisi sürün. Piayasada metilen mavisi bir Türk malı olan Contra-
Ichthyo ismi altında satılıyor. Mercurochrome da kullanabilirsiniz.
Mercurochrome'u sadece haricen kullanın, suya damlatmaya kalkmayın.
Suya damlatarak yapılan tedavi ileride deneyimli olduktan sonra
uygulayabilirsiniz çünkü çok dikkat gerektiriyor. Mercurochrome'u bir
pamuğa damlatın, balığı elinize alın veya ıslak bir bez üzerine
koyduktan sonra aynı metieln mavisi gibi yavaşça etkilenen bölgelere
sürün ardından temiz su dolu tedavi tankına bırakın. Yüzgeçler çok
fazla erimişse veya balık elle tutulamayacak kadar küçükse tedavi
tankına alın,çünkü metilen mavisini suya damlatacaksınız bu durumda.
Her 10 litre suya 2 damla metilen mavisi damlatın ve balığı 24 saat
boyunca bu ilaç banyosunda tutun. Tankı iyi havalandırmayı unutmayın.
İkinci gün %50 su değişimi yapın. Erime durduysa ve pamuklar yok
olduysa, ki büyük bir ihtimalle öyledir, metilen mavisini kesin.
Pamuklar hala varsa tekrar metilen mavisi damlatın, ama bu sefer 10
litreye 1 damla ve gene 24 saat bekleyin. Tekrar %50 su değişimi yapın.
Bu süre sonunda fungal enfeksiyon tamamen yok olacaktır. Tüm bunları
uygularken balığınızı yemlemeyi unutmayın. Tedavi bitse bile balığı bir
süre tedavi tankında tutun, kendine gelsin orada.Yüzgeçlerin ucunda
siyah veya koyu kırmızı, kiremit rengi bir şerit varsa ve yüzgeç çok
hızlı eriyorsa enfeksiyonun bakteriyel olduğuna şüphe yoktur.
Bakteriyel enfeksiyonlar genelde kötü su koşullarında veya ülke içi,
veya uluslararası nakliyat sırasında ortaya çıkarlar. Tanka yeni
koyduğunuz bir balık da sizin suyunuza alışmakta zorlanabilir ve
bakteriyel enfeksiyon kapabilir. Bu nedenle tedavi ile birlikte su
kalitesini de acilen yükseltin. Yüzgeçler tahmin edebileceğinizden daha
hızlı erir, öyle ki 24 saat sonra yüzgeç tamamen yok oluyor. Yüzgeç
erimesi ile beraber deride yaralar (lezyonlar) oluşuyorsa ve bu
yaraların çevresi koyu kırmızı ise bu enfeksiyon Furunculosis'tir.
Yaralar aslında derinin o noktada çürüdüğünü gösterir. Buna yol açan
çeşitli bakterilerdir, ama ortak noktaları deride nekrotik lezyonlar
(furuncul) açmak olduğundan hastalık bu adını alıyor. Goldfishlerde,
koilerde, veya japon gibi soğuk su balıklarında bakteriyel yüzgeç
erimesi oluştuğunda buna genelde Salmonidae familyasından Aeromonas
salmonicidia neden olur. Yüzgeçlerden kısa sürede vücuda atlar ve
kırmızı-kiremit rengi ülserler oluşturur. Aynı bakteri sıcak suda
tropik balıkların üzerinde de etkili olur, ama onlarda daha çok
furuncul oluşturur.
Bakteriyel enfeksiyonlu bir yüzgeci kendi halinde bırakmayın. Bu tip
enfeksiyonlar, özellikle Furunculosis, bulaşıcıdır. Tankta yüksek
oranda ölümlere sebep olurlar. Enfeksiyon kapmış balığı tedavi tankına
koyun ve antibiyotik haricinde hiçbir ilaç koymayın, metilen mavisi veya
malachite yeşili gibi ilaçların hiçbir etkisi olmaz. Aynı şekilde
doğal tedavi olarak kullanabileceğiniz tuzun da bir faydası olmaz.
Özellikle Nitrofurozan içeren gram negatif ve gram pozitif bakterilere
karşı etkili olduğunu iddia eden antibiyotikleri alın. Kullanımdan önce
su değişimini unutmayın ve filtrenin süngerini çıkartın. İlk günden
sonra iyileşme belirtileri görseniz bile antibiyotiğe en az 3 gün devam
edin. Tedaviyi yarıda keserseniz tekrar başa dönme olasılığınız
yüksek. Üç günün sonunda şerit tamamen yok olmamışsa antibiyotiğe 2 gün
daha devam edin. İlacın etkili olup olmadığını nasıl anlarsınız?
Gözlemlerime göre yüzgeçler parça parça olmaya başlar ve uçlarından
ince beyaz şeritler sarkar. Bu şeritler ölen bakterilerin olduğu deri
parçalarıdır, tankta sağlayacağınız çok güçlü bir havalandırma onların
daha çabuk kopmasını sağlayacaktır. Üç günün sonunda şeritler artık
sarkmıyorsa ve yüzgeçlerin ucu temizse antibiyotiği o zaman kesin,
şeritler sarkıyorsa hala iki gün daha devam edin. Bakteriler genelde
gözle görebildiğinizden daha derine yerleşmiş olduklarından yüzgecin
büyük çoğunluğu şerit şerit kopacaktır. Tedavi bittikten sonra %50 su
değiştirin ve balığı tanktan çıkarmayın. Tekrar yüzgeçlerinin çıkmasını
bekleyin. Onu o halde ana tanka atarsanız manevra kabiliyeti olmayan
hantal bir balık olacağından ne diğerlerinin ona yapacağı 'hoş geldin'
kovalamacasın dan kaçabilir ne de yem için mücadeleye girişebilir.
Beyaz Benek
Beyaz benek suda yaşayan bir protozoandır. Protozoa suda yaşayan ve
hayvansal özellikler gösteren ve bazen büyük koloniler kurabilen tek
hücreleri canlılara verilen ortak isimdir. Latince adı Ichthyophthirius
multifiliis'tir. İngilizce kaynaklarda kısaca Ich diye tanımlanır. Bu
asalakların çok azının bile tanka bulaşması tüm tankı dezenfekte etmeyi
gerektirir. Balığın üzerine tutunarak noktadan balığın kanını emmeye
başlar. en sık girdiği yerler balıkların pullarının arası
solungaçlardır. Üremeye hazır olduklarında balığın üzerine jelatin bir
keseciğin kapladığı yumurtalarını bırakırlar. Kesecikler pulların
arasında ise gözle görülemez, ama çoğaldıkça yüzgeçlerde de kesecik
oluşacağından gözle görülecek hale gelirler. Ortalama üç gün içinde
patlayan keseciklerden bir sürü minik aç protozoan dibe düşer, ve
oradan dağılıp başka balıkların üzerine atlarlar. Yumurtalarını sadece
balığın üzerine bıraktıklarını iddia etmek doğru değil, nereye
bulurlarsa oraya bırakırlar, tankta balıktan sonra özellikle kumların
arasına kistlerini bırakabiliyorlar. Balığın beyaz benek olduğundan
keseleri görmeden de şüphelenebilirsiniz. Sürekli olarak tank ve
dekorasyonlara sürtünme eğilimi vardır; kendisini oradan oraya silkeler,
sanki üzerinde olan birşeyi atmak istiyormuş gibi davranır; rengi
streste olduğu gibi koyulaşmaz aksine solar, özellikle renkli bir
balığınız varsa size çok görünmeye başlar; hızlı kaşınma dışında normal
olarak yaptığı tüm hareketleri yavaşlar; yeme ilgisi çok azalmaya
başlar, isteksiz yer. Bu belirtilerden kısa bir süre sonra da çok büyük
bir ihtimalle kesecikleri görürsünüz. Dikkat edin, pseudotropheus
türlerinde pullar çok sıkı olduğundan ve vücutları çok kaygan
olduğundan keseleri balığın üzerinde göremezsiniz. Bu da keselerin
özellikle kumların arasında veya akvaryum camına yapışık olduğu
anlamına gelir. Pseudotropheuslarda yukarıdaki belirtileri görürseniz,
özellikle bölge belirlemek için sürtündükleri kayalara çok daha haşin
ve sık sürtündüklerini ve çok sık silkelendiklerini fark ederseniz bu
beyaz benektir. Diğer balık türlerinde keseleri en kolay yan
yüzgeçlerde ve kuyrukta fark edersiniz. Hiçbir pamuğumsu görüntüleri
yoktur, daha çok tuz veya şeker kristellerine benzerler, ışıkta da
onlar gibi parlıyorlar. Birkaç gün sonra yok olduğunu, yerine farklı
noktada başkasının oluştuğunu fark edersiniz.
En kesin tedavisi ısı-tuz-ve metilen mavisi birleşimidir.
Tanka 5 galona (19 lt) 1 çorba kaşığı tuz ekleyin. Ekleyin derke asla
tankın içine direkt olarak atmayın yoksa balıkların ciğerlerini
yakarsınız.Bir kaba tanktan su alın, tuzu içinde çözün ve tanka bir
kısmını çok yavaş dökün, bir süre bekleyin ve tuzlu suyu tekrar
ekleyin. Eğer zaten tankınızda ve su değişimlerinde tuz kullanıyorsanız
bu işleme gerek yok. Ardından ısıyı yükseltin, dayanıklı türler için
30C, daha hassas türler için 28C. Her balığa 30C uygulayamazsınız,
tedavi edeceğim diye hayvanı fazla sıcaktan öldürebilirsiniz. Isı en az
üç gün yüksek kalmalı, emin olmak için mümkünse 4 gün sürdürün ısıyı.
Sıcaklığın daha çok dolaylı olarak asalaklara etkisi vardır. Metilen
mavisinin veya tuzun tesirli olabilmesi için parazitlerin keseden
çıkmasını sağlamak gerekiyor. Kesede oldukları sürece hiçbir ilaç
etkili olmaz. Isı yükseldikçe içindeki yavrular evrimleri daha çabuk
tamamlayacaklarından kese normalden daha kısa zamanda patlayacaktır. Bu
nedenle ısıyı ille de 30C'a çıkarmanız şart değil, balık türlerini göz
önünde bulundurursak, sadece balığın dayanabileceğinden emin olduğunuz
bir ısıya çıkarın. Bu işlem de bittikten sonra metilen mavisi kullanın.
Akvaryumcularda Contra-Ichthyo diye satılıyor. Prospektusunda yazdığı
gibi aynen savsaklamadan kullanın. İlk gün için 3 damla, ardından 2 gün
boyunca 1 damla, tabii ısı yükseltemiyorsanız 1 gün daha 1 damlaya
devam edin. Tabii bu tedavi sadece tropik balıklarda uygulanabilir.
Soğuk su balığı, tetra, veya cory gibi yüksek ısıya ve tuza karşı çok
hassas balığınız varsa sadece metilen mavisini uygulayın, tuz
kullanmayın, ısıyı da normalden biraz daha fazla yükseltin. Bu gibi
durumlarda metilen mavisini yukarıda belirtildiği gibi normalden daha
uzun süre uygulayın. Metilen mavisini kullanırken tüm filtre
süngerlerini ve varsa karbonları çıkarmayı unutmayın, ve ölü
protozoanları balıkların üzerinden uzaklaştırmak için tankı iyi
havalandırın. Tedavi bittiğinde tanka %50 su değişimi yapın ve sonraki
haftalarda su değişimlerini normalde yaptığınızdan daha sık aralıklarla
yapmaya dikkat edin. Beyaz benek gibi protozoal enfectionlarda
unutmamanız gereken bir nokta daha var, bulaşma riski yüksek
olacağından, enfeksiyon kapmış tankta kullandığınız malzemeleri
dezenfekte etmeden diğer tanklarda kullanmayın.
Mantar:
Genelde yaralanmış balıklarda görünen ve balığın yaralanmış ve
hırpalanmış bölgelerinde başlayan bir hastalıktır. Kısa sürede kök salıp
vücutta pamukçuklar oluşturmaya başlar. Tedavi için pet shop'lardaki
mantar ilaçlarından faydalanılabilir. (...sera mycopur..
Akvaryumda en çok rastlanan hastalıktır . akvaryum içindeki pislikler,
ölü balık ve bitki yapraklarından, yem atıklarından balık pisliklerinden
kaynaklanır fazla yem atınca akvaryuma dibe çöken yem kaldıkça bozulur
ve asit bırakır suya veya uzun süre temizlenmeyen filtrede mantar
hastalığına neden olur veya hasta bir balığın akvaryuma bırakılmasıyla
da mantar hastalığı ortaya çıkar...
Belirtileri: Balığın derisinde ince tüylü pamuk görüntüsü
oluşur.
Tedavisi : Mantar ilacı bırakınız mümkün mertebe tanınmış
firmaların kaliteli ilaçlarını tercih ediniz. Aksi taktirde
öldüreceğiniz balık fiyatı ilacın fiyatından çok üstüne çıkar .
Akvaryuma tuz atınız tuz iyotlu olan tuz olmalıdır ( kalın tuz turşu ,
peynir veya zeytinlerde kullanılan tuzdur ) akvaryumdan 1 tas yardımıyla
aldığınız suyla tuzu eritiniz çünkü eritilmeden direk atılan tuzu balık
yer ve iç organlarını parçalar tuz . Tuz oranı ise 25 lt.ye 1 çorba
kaşığı kadardır. Balığın temiz ortamda olması hastalıktan korunmanın en
önemli şartıdır .
Yaralanmalar
Özellikle cichlid gibi sert veya orta sert balıklarınız varsa yaralanmalara hazırlıklı olmalısınız. Genelde yaranın enfeksiyon kapmaması için kullanabileceğiniz en doğal ve yan etkisiz ilaç tuzdur.
Yara çok derin değilse tuzu ekledikten sonra yaranın kendiliğinden
iyileşmesini bekleyin. Yüzgeçler ısırıldığında da aynı yolu izleyin.
Zaten bu tür balıklar bölgesel olduklarından bölgelerine giren her
türlü yabancıyı ısırma eğilimindedirler, en kolay ısırılan yerler de
yan yüzgeçler, kuyruk, ve anal yüzgeçler. Bu tip yaralanmalar zaman
zaman meydana geliyorsa ve balık canlılığından birşey kaybetmemişse
normal olarak karşılayın. Yara derin veya büyük olabilir, fakat balık
streste olmadığı müddetçe uzun sürse de kendiliğinden kapanır.
Yüzgeçleri ve yaralanmış bölgeleri sık sık pamuk oluşumlar ve kırmızı
şeritler için kontrol edin. Öyle bir durum varsa Yüzgeç Erimesi
bölümüne göz atın. İltihap kapmasını önlemek için balık elle tutulacak
kadar büyükse bir pamuk vasıtasıyla yaranın üzerine mercurochrome bazlı
bir ilaç veya tentürdiyot sürebilirsiniz. Yara size fazla derin
geldiyse ayrı bir tanka alıp 10 litreye 1 damla metilen mavisi veya
malachite yeşili damlatarak balığa duruma göre 2 veya 3 gün tedavi
uygulayın, böylece balığınızın hem kafası dinlenmiş olacak hem de
yaranın enfeksiyon kapma riski azalmış olacaktır.
Eğer balığınız sürekli saldırıya uğruyorsa, bir köşeye sinmişse, strese girmeye başlamış demektir,
bu durumda yapılacak tek sağlıklı iş onu tanktan çıkarmaktır.
Saldırılar genelde durmaz, daha çok artarak devam eder, bu genelde
balığın tanktaki diğer balıklara oranla daha sakin karakterli olduğunu
ve onlarla başa çıkamadığını gösteriyor. Sakin bir balığın farklı bir
türden olması gerekmez, çok sert bir türün de sakin yapılı fertleri
olabilir.
Dropsy
Balık bir balon gibi şişer ve gözleri yerinden fırlayacakmış gibi olur.
Bazen bu semptomlarla beraber pulları dışa dönük olur. Görünüşü aynı
balon balığının şişmiş haline benzer. Tankın üstünden bakarsanız sanki
hamileymiş gibi durur ve genelde yüzme hareketlerini kontrol etmekte
zorluk çeker. Balık sanki çok yemiş de sindirememiş insanlar gibi sık
sık nefes alır. Dışkısı şeffaf ve sümüğümsüdür. Dropsy'nin en muhtemel
etkeni vardır:
1)Kötü su koşulları: Balığın başa
çıkamayacağı kadar yüksek nitrat seviyeleri ile yem artıklarından ve
dışkıdan kaynaklanan çözünmüş organik bileşikler.
2)Uyum stresi: yeni gelen balığın yaşadığı
uyum sorunu veya tanktaki heyrarşinin en altlarında bulunan bir balığın
sürekli olarak diğer fertler tarafından yapılan saldırılara maruz
kalması.
3)Suda yaşanmış olan ani değişiklikler:
pH'nın fazla düşmesi veya yükselmesi, akvaryumcudan farklı şartlarda
veya pH'da beslenmiş bir balığın sizin tankınıza geldiğinde daha farklı
değerlere alışmak zorunda kalması.
Bu tür etkenler balıkta ya suyun sindirim sisteminde birikmesine ve
orada zehirli gazlar oluşmasına yol açar, ya da sindirim siteminde
bakteriyel/viral enfeksiyonlara sebep olur. Balık çıkardığından daha
hızlı su yuttuğu için karın bölgesi şişer. Dropsy. tıpkı bloat gibi,
nadiren tankın diğer sakinlerine bulaşır. Ancak tedavi için siz
etkilenmiş balığınızı gene de ayrı bir tanka alın. Erken bir tedavi ile
balığınızın kurtulma şansı yüksektir. Dropsy'nin ilk safhalarında
balık karnı şiş olmasına rağmen yemesini sürdürür. Balığınıza pellet
türü yem veriyorsanız, pelletları bu dönemde ıslatıp beklettikten sonra
yedirin, böylece sindirim sistemini zorlamamış olursunuz. Bir kapta
akvaryum suyu ile beklettiğiniz pelletlara buzdolabınızda
bulabileceğiniz vitamin komplekslerinden birini ekleyin, özellikle C
vitamini olan bir kompleks olsun. Pelletleri 10 dakika kadar suda
beklettikten sonra balığınıza yedirin. Aynı işlemi pul yem ile de
yapın. Yemde bir değişiklik yapmayın, her zaman ne veriyorduysanız onu
verin. Antibiyotik içeren yemler de kullanabilirsiniz. Tedavi için
kullanacağınız ilaçlar metronidazole veya geniş spectrumlu gram negatif
ve gram pozitif bir antibiyotiktir. Piyasada metronidazole içeren
ilaçlardan biri Flagyl 500mg (Eczacıbaşı) adı ile satılıyor.
Metronidazole'u her 50 litre için 1 hap olacak şekilde suda eritip
tanka dökün. 24 saat sonra en az %50 su değiştirin ve tekrar aynı
dozajı uygulayın. 3 günlük tedavi sonrası balığınızın şişliği inmemişse
tekrar aynı işlemi uygulayın.
Not: Hasta balıklarınızın tedavilerinde kullanılmak
üzere küçük bir akvaryum temin etmenizi öneririz. Bu sayede hastalığın
tüm balıklarınıza bulaşmasını engelleyebilirsiniz.Saglikli bir akvaryum
ve saglikli baliklar, her akvaryum severin temel dileklerinden biridir.
Butun hastaliklarda oldugu gibi balik hastaliklarinda da erken teshis
cok onemlidir.Bu nedenle baliklarimizin normal davranislarindaki
degisiklikler uzerinde onemle durulmalidir.
Sağlığı bozulan balığı tanımak çok kolaydır. Balık türüne
özgü renk ve davranısları yitirir. Renkleri solar, istahını kaybeder,
çevresi ile ilgisi azalir, hareketleri anormalleşir. Hastalik unsuru
akvaryuma kendiliğinden girmez. Onlari akvaryuma biz kendi ellerimizle,
akvaryuma koyduğumuz hasta bir balik, temizliğinden emin olmadığımız
yem ya da bitki gibi elemanlarla sokarız. Sonuç olarak balıklarımıza
sagladığımız ortam ve besin onlarin saglıklarını bozacak nitelikte
olmamalıdır.
Evet arkadaşlar, bu derlemenin sizlere yardımcı olabileceği kanısındayım. Bu konuda aklınıza takılacak soru ve sorunları , bu başlık altında değerlendirelim,soralım,paylaşalım.
Sağlıklı balıklar;
Saygılar.(çeşitli yerlerden alıntı yaparak bilgiler bir araya getirilmiştir.)